4 yıl önce başlayan Dumansız Hava Sahası projesi, uygulamada yaşanan ihmal ve sigara üreticilerinin yasayı delmesi nedeniyle yeterince hayata geçirilemiyor. Müşteri kaybetmek istemeyen firmaların, bazı işyerlerine naylon branda ve tente aldığı iddia edildi. Sigara içilen işletmelere kesilen cezaları sigara lobisinin ödediği ve belediyelerin denetimleri göstermelik yaptığı öne sürüldü.
'Tam Dumansız Hava Sahası' uygulaması kapsamında kapalı alanlara getirilen sigara içme yasağı, denetim eksikliği yüzünden deliniyor. Sigara içilen işletmelere kesilen para cezalarını da sigara lobisi ödüyor. İddianın sahibi, Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı. Projenin uygulanmasında yaşanan sorunları Başbakan Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektupta anlatan Dağlı, müşteri kaybetmek istemeyen sigara firmalarının, bazı işyerlerine naylon branda ve tente bile yaptırdığını aktarıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Muharrem Balcı da iddiaları doğruluyor. Sigara sektörünün Türkiye'de büyük yatırımlar yaptığını ve küçük işletmelere bu şekilde sponsor olduğunu ifade ediyor.
Dağlı'nın Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektuptaki verilere göre tütün kullanımı son iki yılda yüzde 15 oranında azalırken, acil hastalık başvurularında ise yüzde 20 oranında düşüş gözlendi. Kapalı alanda sigara içmeyen vatandaşların içtikleri sigara sayısını azaltmaları veya sigara içmekten vazgeçmeleri üzerine 2009 yılında 107,55 milyon adet olan yıllık sigara tüketimi 2010 yılında 93,355 milyona indi. 2011 yılının ilk dört ayında düşme trendinin devam ettiği görüldü. Bütün bu gelişmelere rağmen kanundaki birçok eksikliğin giderilemediğine ve bu eksikleri fırsat bilen bazı işletmelerin yasağı deldiğine dikkat çeken SSUK Başkanı Dağlı, yasağın sigara lobisi tarafından delindiğini belirtiyor. Birçok işletme sahibinin 'kapalı alan' tanımını çarpıtarak işyerlerine açılır-kapanır naylon branda ve cam mekanizmaları yaptırttığını hatırlatan Dağlı, "Bu sistemleri sigara lobisi finanse ediyor. Kesilen cezaları sigara firmaları ödüyor. Sigara denetimlerinden önce işletmelere haber veriliyor." iddialarına yer veriyor. Mektupta denetimlerde belediyelerin işbirliği yapmadığı ve bazı işyerlerine denetimden önce haber verildiği ifade ediliyor. Kesilen cezaların bir kısmının da tahsil edilmediği ve kapatma cezası olmadığı için para cezalarının da caydırıcı olmadığı vurgulanıyor.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Muharrem Balcı da söz konusu iddiaları doğruluyor. Sigara sektörünün Türkiye'de çok büyük yatırımlar yaptığını ve küçük işletmelere bu şekilde sponsor olduğunu ifade eden Balcı şöyle konuşuyor: "Bu kahvehane ve dükkânların bu yatırımı yapacak güçleri olmadığını düşündüğüm için böyle söylüyorum. Belediyeler buna göz yumuyor. O dükkânların naylon branda yapma hakları yok. Bir kere kanuni engel var burada. Özellikle araç trafiğine kapalı olan bütün caddelerde bu naylon brandalardan var. O sokakları kullanan vatandaşlar belediyeleri mahkemelere şikâyet etseler bütün belediyeler ceza alır. Ben de insanlara bu yolu teşvik edeceğim." Öte yandan Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nın yaptığı araştırmada yasanın ikinci aşama uygulamasından sonra yapılan ölçümlerde havada partikül miktarında düşme saptandı. Buna göre, kafe, pastane ve kahvehanelerin yüzde 55'inde, lokantaların yüzde 31'inde kapalı ortam hava kalitesinde düzelme olduğu belirtildi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın verileri ise yasaktan, işletmelerin zarar görmediğini ortaya koydu. Buna göre 2010 yılında 15 bin 739 kahvehane açılırken, 7 bin 956'sı kapandı. Alışveriş merkezlerinin ciroları ise 2009 yılında yüzde 5,5 oranında arttı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder