PKK'nın Kazan Vadisi'ne gönderdiği militanlardan biri daha örgütten firar etti. Güvenlik güçlerine teslim olan N.Y. isimli teröristin PKK'dan kaçma sebebi olarak açlık ve ölüm korkusunu gösterdiği öğrenildi.
Özgür kod adl N.Y. isimli terörist, örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Geçtiğimiz hafta da M.A. adlı terörist, Hantepe Karakolu'na teslim olmuştu.Terörörgütünün, Kazan'a göndermek istediği teröristlerden muhalif ses çıkaran 2 kişiyi debenzindökerek yaktığı ileri sürülmüştü.
Güvenlik güçlerine teslim olan N.Y. isimli teröristin PKK'dan kaçma sebebi olarak açlık ve ölüm korkusunu gösterdiği öğrenildi. Kadın teröristin, PKK'nın sözde grup komutanı 'Hebat' kod adlı Mizbah Ezer isimli teröristin kendilerine eziyetettiğini de söylediği belirtildi. Ezer'in, sesini yükselten teröristleri infaz ettiğini ileri sürüldü.
10 Aralık 2011
Pegasus uçağı çarpışma ikazı verdi
Pegasus Havayolları'nın Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Kıbrıs Ercan'a giden uçağı kalkıştan kısa süre sonra başka bir uçakla çarpışma ikazı verdi.
Yolcuları arasında Ece Erken'in de bulunduğu PC 216 sefer sayılı 737-800 tipi uçak dün akşam Ercan'a gitmek üzere pistten kalkışa geçti. Bir süre sonra uçaktaki, başka bir uçak diğerine yaklaştığında ikaz veren (tıkas sistemi) aktif hale geldi. İkaz ile birlikte kaptan pilot inişe geçen başka bir uçak olduğunu görüp ani manevra ile yön değiştirip, diğer uçaktanuzaklaştı. Bu esnada yolcular panik yaşadı. Uçak yoluna devam ederek Ercan Havalimanı'na inişini başarıyla gerçekleştirdi.
Sunucu Ece Erken müzik dinlediği esnadan diğer yolcuların bağırmaya başladığını belirterek, pilotun manevrayı niçin yaptığına ilişkin kendilerine anonsla bilgilendirdiğini anlattı.
Olaya; uçağın pilotu ile uçuş kontrol kule görevlisi arasındaki yükseklik anlaşmazlığının sebep olduğu iddia edildi.
Ancak Sivil havacılık yetkililer, olayın yaşanmasına sebep olannedeni bulmak için incelemelerini sürdürüyor.
Cihan
Yolcuları arasında Ece Erken'in de bulunduğu PC 216 sefer sayılı 737-800 tipi uçak dün akşam Ercan'a gitmek üzere pistten kalkışa geçti. Bir süre sonra uçaktaki, başka bir uçak diğerine yaklaştığında ikaz veren (tıkas sistemi) aktif hale geldi. İkaz ile birlikte kaptan pilot inişe geçen başka bir uçak olduğunu görüp ani manevra ile yön değiştirip, diğer uçaktanuzaklaştı. Bu esnada yolcular panik yaşadı. Uçak yoluna devam ederek Ercan Havalimanı'na inişini başarıyla gerçekleştirdi.
Sunucu Ece Erken müzik dinlediği esnadan diğer yolcuların bağırmaya başladığını belirterek, pilotun manevrayı niçin yaptığına ilişkin kendilerine anonsla bilgilendirdiğini anlattı.
Olaya; uçağın pilotu ile uçuş kontrol kule görevlisi arasındaki yükseklik anlaşmazlığının sebep olduğu iddia edildi.
Ancak Sivil havacılık yetkililer, olayın yaşanmasına sebep olannedeni bulmak için incelemelerini sürdürüyor.
Cihan
Başbakan evinden ilk kez çıktı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ameliyat sonrası ilk kez evinden çıktı. Erdoğan, saat 11.15 sıralarında Kısıklı'daki evinden çıkarak Dolmabahçe'deki çalışma ofisine gitti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçirdiği ameliyat sonrası ilk kez evinden çıktı. Erdoğan, saat 11.15 sıralarında Kısıklı'daki evinden çıkarak Dolmabahçe'deki çalışma ofisine geldi.
Erdoğan, 26 Kasım cumartesi günü Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sindirim sistemi ameliyatı olmuştu. Başbakan Erdoğan, taburcu olduğu 29 Kasım Salı gününden itibaren de Üsküdar Kısıklı'daki evinde dinleniyordu.
Kredi kartı limitlerine sınırlama
Vatandaşların gelirlerini aşan ve ödeme güçlüğü yaşadıkları kredi karti limitlerine sınırlama geliyor.
Ekonomi yönetimi, 2012 başında kredi kartlarına tek limit uygulamasına geçiyor.
10 bin lira limit belirlenen bir vatandaş, bunu ister tek bankadan, isterse 5 ayrı bankadan 2 biner TL limitli kartlarla kullanabilecek. Bu limiti aşmak söz konusu olmayacak. 2011 yılında 200 milyar TL'yi aşan bireysel kredi kartı borçları, ekonomi yönetimini bu konuda önlem almaya itti. Son dönemde kredi kartı borçlarında yaşanan ödeme güçlüğü ve bu konuda artan şikâyetler üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kredi kartlarında, "tek limit" uygulamasını hayata geçiriyor.
2012 başında hayata geçirilecek düzenleme ile kredi kartı sahiplerinin gelir durumları, mülkiyet bilgileri, ailedeki çocuk sayısı, tüketim ve harcama alışkanlığı gibi bilgiler göz önünde bulundurularak kredi kartları merkezi tarafından, "tek bir limit" belirlenecek. Tüm bankaların ulaşımına açık olacak bu limit, vatandaşa verilecek kredi kartlarına da referans oluşturacak.
10 bin lira limit belirlenen bir vatandaş, bunu ister tek bankadan, isterse 5 ayrı bankadan 2 biner TL limitli kartlarla kullanabilecek. Bu limiti aşmak söz konusu olmayacak. 2011 yılında 200 milyar TL'yi aşan bireysel kredi kartı borçları, ekonomi yönetimini bu konuda önlem almaya itti. Son dönemde kredi kartı borçlarında yaşanan ödeme güçlüğü ve bu konuda artan şikâyetler üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kredi kartlarında, "tek limit" uygulamasını hayata geçiriyor.
2012 başında hayata geçirilecek düzenleme ile kredi kartı sahiplerinin gelir durumları, mülkiyet bilgileri, ailedeki çocuk sayısı, tüketim ve harcama alışkanlığı gibi bilgiler göz önünde bulundurularak kredi kartları merkezi tarafından, "tek bir limit" belirlenecek. Tüm bankaların ulaşımına açık olacak bu limit, vatandaşa verilecek kredi kartlarına da referans oluşturacak.
Tartıştığı 2 komutanını öldürdü
Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde bir asker cinnet geçirerek 1 asteğmen ve 1 astsubayı öldürdü.
Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde piyade er, tartıştığı komutanları Asteğmen Mehmet Soyuer ile Astsubay Kıdemli Üstçavuş Özkan Kurtoğlu'nu G-3 piyade tüfeğiyle ateş ederek öldürdü.
Olay, dün gece saat 23.00 sıralarında 3'üncü Hudut Tabur Komutanlığı'na bağlı Kızılçam Karakolu'nda meydana geldi. İddiaya göre, piyade er A.A., bilinmeyen bir nedenle Asteğmen Mehmet Soyuer ile Astsubay Üstçavuş Özkan Kurtoğlu ile tartıştı. Tartışmanın şiddetlenmesi üzerine kendini kaybeden er A.A., G-3 piyade tüfeğiyle karakolun içinde asteğmen Soyuer ile astsubay Kurtoğlu'na art arda ateş etti. Silah sesleri üzerine diğer askerlerin çağırdığı ambulanslarla, ağır yaralanan Soyuer ile Kurtoğlu, Antakya Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Asteğmen Soyuer ve Astsubay Kurtoğlu, burada yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı. Şüpheli asker ise gözaltına alınarak soruşturma başlatıldı.
Asteğmen Mehmet Soyuer'in cenazesinin memleketi Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'ne, Astsubay Özkan Kurtoğlu'nun cenazesinin de Elazığ'a gönderileceği bildirildi.
Pentagon, 25 yaşındaki Türk mühendise şapka çıkarttı
Can Yıldızlı, Pentagon'un düzenlediği 'Dijital Adli Tıp Yarışması'nda birinci oldu. 52 farklı ülkeden bin 147 gruba karşı 'Yalnız Kurt' ismiyle tek başına yarışan Türk hacker, Amerika'da burslu doktora hakkı da kazandı.
Can Yıldızlı, 25 yaşında bir bilgisayar mühendisi. Sabancı Üniversitesi'nden mezun olan Yıldızlı, aynı üniversitede yüksek lisans yaptığı sırada ABD Savunma Bakanlığı'na (Pentagon) bağlı Siber Suç Merkezi'nin düzenlediği uluslararası yarışma ilanını görür. Başvuruda bulunan Yıldızlı, internet üzerinden on-line gerçekleştirilen yarışmada, sanal alemde hacker'ların izlerini sürme ve delil toplama ile ilgili istihbarat problemlerini ustalıkla çözer. En sonunda da "LoneWolf-Yalnız Kurt'' adıyla "tek başına'' yarışan Can Yıldızlı, büyük bir başarıya imza atarak yarışmada birinciliği göğüsler.
Dünya çapında büyük ilgi gören Dijital Adli Tıp Yarışması'na bu yıl 52 ülkeden bin 147 grup katıldı. 3'er ve 4'er kişilik gruplar arasında bilgisayar teknolojileri üreten şirketler ve siber savaş konusunda uzman istihbaratçılar ile askerî ve polisiye birimlerde görev yapan ekiplerin yanı sıra çeşitli üniversitelerde görev yapan bilişim uzmanları yer aldı. Yıldızlı, yarışma süresince hedef olarak gösterilen dijital ortamdaki onlarca şifreyi kırarak resim ve müzik dosyalarının arkasına gizlenen verileri buldu. Geliştirdiği programlarla da profesyonel hacker'ların izlerini süren Yıldızlı, elde ettiği dijital deliller sayesinde de adını siber aleme altın harflerle yazdırdı.
İstihbarat alanında yapılan 'en uzun süreli yarışma'da birinci olan Yıldızlı, ödül olarak ABD Savunma Bakanlığı'nın Atlanta'da düzenleyeceği uluslararası konferansa davet mektubu aldığını söyledi. Yıldızlı, burada düzenlenecek törenle plaketini alacak.
AA
Gül'den İsrailli bakana tepki
Viyana'da düzenlenen Dünya Siyaset Konferansı'na Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak arasındaki gerilim damgasını vurdu. Gül, konferansın başlangıcındaki ''Aile Fotoğrafı'' çekiminde yer almadı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fisher'in 4. Dünya Siyaset Konferansı'na katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verdiği yemekte, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın da yer alacağının öğrenilmesi üzerine katılmadı.
Gül, konferansın başlangıcındaki ''Aile Fotoğrafı'' çekiminde de aynı nedenle yer almadı.
İsrail'in, ''Mavi Marmara'' gemisine düzenlediği baskından sonra Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yaşanan soğukluk Viyana'da da hissedildi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Viyana'daki programında, Avusturya Cumhurbaşkanı Fisher'in 4. Dünya Siyaset Konferansı'na katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verdiği yemek de bulunuyordu. Yemeğe katılım listesi, Türk yetkililerin günler öncesinden istemesine rağmen dün akşam iletildi ve yemeğe İsrail Savunma Bakanı Barak'ın da davetli olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine, Cumhurbaşkanı Gül, bugünkü öğle yemeğine katılmaktan vazgeçti ve Viyana'da Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir semtte Cuma namazına gitti.
Konferans öncesinde yine konuk devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla yapılacak aile fotoğrafı çekimine Ehud Barak da katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, fotoğraf çekimine katılmayarak İsrailli Bakan ile aynı karede yer almadı.
Barak ve beraberindeki İsrailli heyet ise Cumhurbaşkanı Gül'ün, konferansın açılışında yaptığı konuşmadan önce salondan ayrıldı.
Kartal’da Quaresma şoku
Beşiktaş'ın son haftalardaki formda oyuncusu Quaresma, sakatlığı nedeniyle yaklaşık 1 ay oynayamayacak.
Beşiktaş’ın Portekizli yıldızı Quaresma’nın bugün MR'ı çekilirken, sağ diz iç yan bağlarında ikinci derece yırtık tespit edildi.
Quaresma'nın 3-4 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı.
Son maçlarda ortaya koyduğu performansla beğeni toplayan ve oynadığı son 3 resmi maçta 4 gol kaydeden Portekizli futbolcu, dünkü Manisaspor maçında sakatlanmıştı.
Öte yandan, Manisaspor maçında, siyah-beyazlıların gollerini kaydeden oyuncular Ricardo Quaresma, Tomas Sivok, Manuel Fernandes ve Mustafa Pektemek'in bu karşılaşmada giydikleri formalar ''www.kartalyuvasi.com.tr'' adresinden satışa çıkartıldı.
Ricardo Quaresma'nın maçta giydiği ve imzaladığı forması, satışa çıkartılmasından kısa bir süre sonra Muğla'nın Dalaman ilçesinden Fatih Karabulut isimli taraftar tarafından 500 liraya satın alındı.
Manisaspor maçının diğer golcüleri Tomas Sivok, Manuel Fernandes ve Mustafa Pektemek'in formalarının satışının ise devam ettiği bildirildi.
Kürsüde bardak kırdı
TBMM Genel Kurulu'nda, şike cezalarını indiren kanunun görüşmeleri sırasında BDP'li Kaplan, AK Parti'li Canikli'nin sözlerine sinirlendi ve kürsüdeki bardağı kırarak fırlattı.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin sözlerine sinirlenerek, konuşma yaptığı kürsüdeki bardağı kırarak fırlattı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği sporda şike cezalarını indiren kanunun TBMM Genel Kurulundaki görüşmeleri, Canikli ile Kaplan'ın tartışmasına sahne oldu.
Kanunun 1. maddesinin görüşmeleri üzerinde söz alan Canikli, kendisinden önce konuşan Kaplan'ın, ''şike soruşturmasına'' ilişkin iddianamede adının geçtiğini söylediğini belirtti.
Elindeki iddianameyi gösteren Canikli, adının bir yerde, iki eski Giresun Spor Başkanı'nın telefon konuşmasında geçtiğini kaydetti. Canikli, başkanlardan birinin diğerine, ''İki sefer yönetim ertelendi, bana bırakıp gitmedin, Olgun Aydın Peker seni tehdit ettiğin için gittin. Giresun'da senin Peker tarafından tehdit edildiğini, ondan dolayı gittiğini herkes biliyor. Vali'ye de açtın, Nurettin Canikli'ye de açtın, beni Peker tehdit etti diye'' dediğini aktardı.
BÖYLE HUKUKÇU OLUR MU? Canikli, ''iddianameye adının karışması'' söyleminin, hukuken her anlama gelebileceğini belirterek, ''Onurlu insan böyle iddiada bulunurken, bütün açıklığıyla ortaya koyar. Ayak oyunlarıyla, bu şekilde alicanbaz oyunlarıyla, onursuz şekilde olmaz, ayıptır. Bir de hukukçu olduğunuzu söylüyorsunuz, böyle hukukçu olur mu? Böyle ancak hukuk teröristi olur. Böyle mantık, insan, milletvekili olur mu? Utanın, buradan özür dileyin. Böyle terbiyesizlik olmaz'' diye konuştu.
Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Kaplan, burada, herkesin ağzından çıkanın kulağının duyması gerektiğini ifade etti.
BARDAĞI KIRDI PARÇALARINI FIRLATTI Canikli'nin adını, iddianamede kendisinin değil, savcıların yazdığını ifade eden Kaplan, ''İddianamede var mı yok mu? Sanıktır, 'şununla suçlanıyor' demedim. Hükümetin atadığı Federasyon Başkan Yardımcısı da sanıktır, partinizin içinde seçilmişler de var; sanıktır. Sayın Canikli, siz kalkıp bu kürsüde hakaret ediyorsunuz, tehdit ediyorsunuz. Sözlerinizi geri almanız lazım. İddianame yer aldınız mı almadınız mı; iddianamade yer almanızdan niye gocunuyorsunuz? Doğruyu söylediğimizde kürsüden gelip bize hakaret edip, küfredip, tehdit edip, çoğunluğunuza güvenerek susturacağınızı zannediyorsanız, ona kalkışmayın'' dedi.
Süresinin sona ermesine rağmen konuşmasına devam eden Kaplan'ı, Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam uyardı. Canikli'nin sözünü geri almasını isteyen Kaplan, ''Hakaret de tehdit de edemezsiniz'' dedi. Kaplan, kürsüde bulunan su bardağını alarak sert bir şekilde kürsüye vurdu. Kaplan daha sonra, kırılan bardağın parçalarını kürsünün önüne doğru fırlattı.
'ÖZÜR DİLEYECEK, SÖZÜNÜ GERİ ALACAK'
Bunun üzerine BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder kürsüye koşarak, Kaplan'ı sakinleştirmeye çalıştı.
Bunun üzerine BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder kürsüye koşarak, Kaplan'ı sakinleştirmeye çalıştı.
BDP'liler Kaplan'ı tutmaya çalışırken, Kaplan, ''Özür dileyecek, sözünü geri alacak'' diye bağırdı. Sağlam, birleşime ara verdi, Kaplan da milletvekilleri tarafından kulise çıkarıldı.
Fransalmanya'dan İngiltere'ye rest
Belçika'nın başkenti Brüksel'de dün başlayan AB zirvesinde, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin birliğin yapısında radikal değişiklikler içeren önerisini veto eden İngiltere, birlikten izole edilmeyle karşı karşıya kaldı.
Merkel ve Sarkozy ise radikal değişiklikleri içeren yeni AB yapılanmasını hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmek istediklerini açıklayarak, İngiltere'nin de aralarında bulunduğu Euro para birimini kullanmayan ülkelerin yeni anlaşmaya itiraz etmeleri durumunda 17 Euro üyesi ülkeyle yollarına devam edeceklerini açıkça ortaya koydu.
İngiltere, dün 38 yıllık AB üyelik macerasının en önemli gelişmesine şahitlik etti. İngiliz Başbakan David Cameron, AB'nin temel anlaşma metnindeki radikal değişikliğe karşı çıkarak, "Avrupa ekonomik serbest piyasasında ülkemin çıkarlarına zarar verecek Lizbon Anlaşması içinde farklı bir anlaşma oluşturulmasına izin vermem." diyerek tasarıyı veto etti.
Euro bölgesinde farklı bir yapılanmaya gitmeyi içeren 'iki-vitesli AB' fikrinin baş mimarlarından Fransız lider Sarkozy ise Cameron'ın taleplerine karşılık, "Bunları kabul etmemiz mümkün değil." diyerek cevap verdi.
27 üyeli birlikte İngiltere'ye birlikte İsveç, Çek Cumhuriyeti veMacaristan'ın da söz konusu tasarıyı veto ettiği bildirildi. Cameron, İngiltere'nin çıkarlarına aykırı herhangi bir kararı veto edeceğini söylemişti.
Almanya Başbakanı Merkel de Lisbon Anlaşması'nda 17 Euro bölgesi ülkesine yönelik değişiklikler yapma konusunda umutlu olduklarını ve bu değişikliğin Euro'yu stabilize edeceğine yönelik inançlarının tam olduğunu vurguladı. Merkel, "Her zaman şunu söyledim: 17 Euro bölgesi ülkesi Euro'nun kredibilitesini tekrar kazanabilir. Bugün alınan kararlar bu düşüncemize daha da yaklaştığımızı gösteriyor." dedi.
Almanya ve Fransa liderlerinin Euro krizine yönelik planladıkları öneride, mevcut 'Lizbon Anlaşması' değiştirilerek Euro para birimini kullanan 17 ülke (Euro bölgesi) arasında güçlü mali birlik sağlayacak bir yapı oluşturulması hedefleniyor.
Ülkede bir numaralı gündem haline gelen AB üyeliği konusunda gazeteler de farklı iddia ve yorumları sayfalarına taşıyor. Independent, Lizbon Anlaşması'ndaki radikal değişiklikler karşılığında City'ye özel bir koruma isteyen Cameron'ın, bu girişiminde yalnız kalmış gibi göründüğünü belirtirken, Guardian ise Sarkozy'nin, sadece Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkeyi kapsayan bir anlaşma yapabilmek için, Cameron'ı 'günah keçisi' ilan etmeye çalıştığını iddia ediyor.
Times gazetesi de Cameron'ın vetosunun ülkeye maliyetinin ne kadar olacağını manşetten verdiği haberde ele alarak, Eurodağıldığı takdirde, İngiltere'nin Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası'nın yüzde 7 küçüleceğini, bunun da 100 milyar sterlinlik bir kayıpanlamına geleceğini iddia ediyor.
Cameron, İngiltere'nin ekonomik çıkarlarına zarar veren hiçbir yeni anlaşmanın altına imza atmayacaklarını belirtmişti. İngiliz lider, Merkel ve Sarkozy'yi uyararak Euro kullanan 17 AB üye ülkesi yeni anlaşma konusunda fikir birliği sağlasa bile İngiltere'nin görmezlikten gelinmemesi gerektiğini ifade etmişti.
Merkel ve Sarkozy ise radikal değişiklikleri içeren yeni AB yapılanmasını hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmek istediklerini açıklayarak, İngiltere'nin de aralarında bulunduğu Euro para birimini kullanmayan ülkelerin yeni anlaşmaya itiraz etmeleri durumunda 17 Euro üyesi ülkeyle yollarına devam edeceklerini açıkça ortaya koymuştu.
(CİHAN)
Merkel ve Sarkozy ise radikal değişiklikleri içeren yeni AB yapılanmasını hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmek istediklerini açıklayarak, İngiltere'nin de aralarında bulunduğu Euro para birimini kullanmayan ülkelerin yeni anlaşmaya itiraz etmeleri durumunda 17 Euro üyesi ülkeyle yollarına devam edeceklerini açıkça ortaya koydu.
İngiltere, dün 38 yıllık AB üyelik macerasının en önemli gelişmesine şahitlik etti. İngiliz Başbakan David Cameron, AB'nin temel anlaşma metnindeki radikal değişikliğe karşı çıkarak, "Avrupa ekonomik serbest piyasasında ülkemin çıkarlarına zarar verecek Lizbon Anlaşması içinde farklı bir anlaşma oluşturulmasına izin vermem." diyerek tasarıyı veto etti.
Euro bölgesinde farklı bir yapılanmaya gitmeyi içeren 'iki-vitesli AB' fikrinin baş mimarlarından Fransız lider Sarkozy ise Cameron'ın taleplerine karşılık, "Bunları kabul etmemiz mümkün değil." diyerek cevap verdi.
27 üyeli birlikte İngiltere'ye birlikte İsveç, Çek Cumhuriyeti veMacaristan'ın da söz konusu tasarıyı veto ettiği bildirildi. Cameron, İngiltere'nin çıkarlarına aykırı herhangi bir kararı veto edeceğini söylemişti.
Almanya Başbakanı Merkel de Lisbon Anlaşması'nda 17 Euro bölgesi ülkesine yönelik değişiklikler yapma konusunda umutlu olduklarını ve bu değişikliğin Euro'yu stabilize edeceğine yönelik inançlarının tam olduğunu vurguladı. Merkel, "Her zaman şunu söyledim: 17 Euro bölgesi ülkesi Euro'nun kredibilitesini tekrar kazanabilir. Bugün alınan kararlar bu düşüncemize daha da yaklaştığımızı gösteriyor." dedi.
Almanya ve Fransa liderlerinin Euro krizine yönelik planladıkları öneride, mevcut 'Lizbon Anlaşması' değiştirilerek Euro para birimini kullanan 17 ülke (Euro bölgesi) arasında güçlü mali birlik sağlayacak bir yapı oluşturulması hedefleniyor.
Ülkede bir numaralı gündem haline gelen AB üyeliği konusunda gazeteler de farklı iddia ve yorumları sayfalarına taşıyor. Independent, Lizbon Anlaşması'ndaki radikal değişiklikler karşılığında City'ye özel bir koruma isteyen Cameron'ın, bu girişiminde yalnız kalmış gibi göründüğünü belirtirken, Guardian ise Sarkozy'nin, sadece Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkeyi kapsayan bir anlaşma yapabilmek için, Cameron'ı 'günah keçisi' ilan etmeye çalıştığını iddia ediyor.
Times gazetesi de Cameron'ın vetosunun ülkeye maliyetinin ne kadar olacağını manşetten verdiği haberde ele alarak, Eurodağıldığı takdirde, İngiltere'nin Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası'nın yüzde 7 küçüleceğini, bunun da 100 milyar sterlinlik bir kayıpanlamına geleceğini iddia ediyor.
Cameron, İngiltere'nin ekonomik çıkarlarına zarar veren hiçbir yeni anlaşmanın altına imza atmayacaklarını belirtmişti. İngiliz lider, Merkel ve Sarkozy'yi uyararak Euro kullanan 17 AB üye ülkesi yeni anlaşma konusunda fikir birliği sağlasa bile İngiltere'nin görmezlikten gelinmemesi gerektiğini ifade etmişti.
Merkel ve Sarkozy ise radikal değişiklikleri içeren yeni AB yapılanmasını hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmek istediklerini açıklayarak, İngiltere'nin de aralarında bulunduğu Euro para birimini kullanmayan ülkelerin yeni anlaşmaya itiraz etmeleri durumunda 17 Euro üyesi ülkeyle yollarına devam edeceklerini açıkça ortaya koymuştu.
(CİHAN)
Eskişehir'i 'yerli uçak' heyecanı sardı
Milli Savunma Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın kenti ziyaretinde ilk yerli otomobil ''Devrim''in üretildiği Eskişehir'de ilk yerli uçağın da üretilebileceğini ifade etmesi bölgedeki sanayicileri ve tüccarları heyecanlandırdı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Harun Karacan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Milli Savunma Bakanı Yılmaz'ın Eskişehir'de yaptığı açıklamanın kendilerini fazlasıyla heyecanlandırdığını dile getirerek, ilk yerli uçağı üretme fırsatının Eskişehir'in birlikteliği açısında da önemli bir sınav olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin üreteceği ilk yerli uçağın üretim yeri olarak Eskişehir'in düşünülmesinin son derece isabetli bir karar olduğunu vurgulayan Karacan, ETO'nun bu kararın kesinleşmesi yolunda atılacak her türlü adım ve çalışmanın bizzat içinde yer alacağını söyledi.
Karacan, ülkenin ilk yerli otomobilini üretme başarısını gösteren Eskişehir'in ilk yerli uçağını yapabilecek teknik ve teorik altyapıya sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin ilk yerli uçağını üretmek, Eskişehir için bugüne kadar ortaya çıkmış fırsatların en önemlisi olmakla birlikte, bu fırsat kentin yarınlarını da güvence altına alacak bir niteliktaşımaktadır. Geçmişte bazı nedenlerden dolayı birtakım fırsatları değerlendiremeyen Eskişehir, tüm olumlu özelliklerine rağmen bugün hak ettiği konumda bulunmamakta ve bu durum da ister istemez kent adına bazı memnuniyetsizliklere neden olmaktadır. Ülkenin yerli uçağınıüretme fırsatı, sebep ne olursa olsun kaybedilecek bir fırsat değildir. Bu kentte yaşayan herkes, böyle bir fırsatın değerlendirilmesi adına varını yoğunu ortaya koymalıdır.''
Geçmişten bu yana, ülkede birçok ilklere imza atan Eskişehir'in, ilk yerli uçak üretimi konusunda da bir ilki gerçekleştirebilecek yegane kent olduğunu bildiren Karacan, ''Eskişehir'in en büyük mesleki ve sivil toplum örgütü olan ETO, kentimize hem katma değer hem de büyük bir prestij kazandıracak olan böylesine bir yatırımın gerçekleşmesi için, elindeki tüm imkanlarını seferber etmeye hazırdır'' dedi.
-''5 milyon metrekarelik alan bu yatırımlar için tahsis edildi''-
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş Özaydemir de kentteki geçmişi 85 yıl önceye dayanan havacılık sektörünün Eskişehir sanayisinde en önemli faaliyet alanlarından biri haline geldiğini söyledi.
Havacılık sektöründe faaliyet gösteren ESO üyelerinin sektörde büyük işlere imza attığını belirten Özaydemir, ESO olarak havacılık sektörü için projeler ürettiklerini ve bu konuda sanayicileri desteklediğini kaydetti.
Özaydemir, ESO'nun 2005-2006 yıllarında bilimadamları ve sanayicilerle düzenlediği geleceğe yönelik strateji çalışmalarında Eskişehir'in öne çıkacak sektörlerinden biri olarak savunma ve havacılık sektörünü belirlediklerini anımsatarak, şunları bildirdi:
''İlk olarak havacılık alanından ana sanayi ve yan sanayi olarak çalışan firma sayısını artırmak, ilimizdeki mevcut ve çok iyi eğitime sahip yetişmiş insan gücü kaynağını değerlendirmek amacıyla Eskişehir Havacılık ve Savunma Sanayi Endüstri Bölgesi'nin kurulmasına yönelik çalışmalar başlattık. Bu amaçla Eskişehir-Ankara karayolu üzerinde OSB'ye ait toplam 5 milyon metrekarelik bir alan bu yatırımlar için tahsis edildi. Bölgenin kuruluşu için çalışmalar hala daha devam etmektedir. Böyle bir bölgenin kurulmasının yanı sıra sektördeki gelişim için kümelenme modelini önemseyen ve bu konuda yoğun çalışmalar yapan odamız, Eskişehir Havacılık Kümesi'nin kurulmasına da öncülük etti. Kentimizde bulunan havacılık firmalarını bir araya getiren küme, Eskişehir havacılık endüstrisini uluslararası platformlarda tanıtma, hibe ve fon kaynaklarına ulaşma, ortak satın alma, lojistik, Ar-Ge merkezi ve üretim konularında daha profesyonel bir yaklaşımla hareket edebilme kabiliyeti sağlayacaktır. Elbette bu kurumsal kimliğin kazanılmasıyla birlikte Eskişehir havacılık sanayi hem ulusal hem de uluslararası alanda rakiplerine karşı bir adım önde olma şansını yakalayacaktır.''
-''Eskişehir yerli uçak üretiminde başarılı olacaktır''-
Özaydemir, 2000 yılında havacılık sanayi konusunda üretim yapan firmaların toplam ihracatlarının 55 milyon dolar olduğunu, 2010 yılı sonunda bu rakamın 300 milyon dolara ulaştığını ifade ederek, ''2010 yılında odamız üyesi kuruluşların toplam ihracatlarının 1.7 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde, toplam ihracatın yüzde 18'inin havacılık sanayi ürünlerinden oluştuğu görülmektedir. Bu sektörde ise yaklaşık 3 bin işçi istihdam edilmektedir'' dedi.
Cumhuriyet'in 100. yılında Eskişehir'den gerçekleştirilecek havacılık sanayi ihracatının 1 milyar doların üzerine çıkmasının hedeflendiğini anlatan Özaydemir, ''Ülkemizin havacılık alanında önemli işler başaran kentimiz bilgi birikimi, sanayi yatırımları ve devletimizin de desteğiyle yerliuçak yapma konusunda da başarılı olacaktır. Yeter ki devletimizin desteği sanayicilerimizin yanında olsun. Bizler, ülkemiz için çelik kartallar üretmeye hazırız'' diye konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Harun Karacan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Milli Savunma Bakanı Yılmaz'ın Eskişehir'de yaptığı açıklamanın kendilerini fazlasıyla heyecanlandırdığını dile getirerek, ilk yerli uçağı üretme fırsatının Eskişehir'in birlikteliği açısında da önemli bir sınav olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin üreteceği ilk yerli uçağın üretim yeri olarak Eskişehir'in düşünülmesinin son derece isabetli bir karar olduğunu vurgulayan Karacan, ETO'nun bu kararın kesinleşmesi yolunda atılacak her türlü adım ve çalışmanın bizzat içinde yer alacağını söyledi.
Karacan, ülkenin ilk yerli otomobilini üretme başarısını gösteren Eskişehir'in ilk yerli uçağını yapabilecek teknik ve teorik altyapıya sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin ilk yerli uçağını üretmek, Eskişehir için bugüne kadar ortaya çıkmış fırsatların en önemlisi olmakla birlikte, bu fırsat kentin yarınlarını da güvence altına alacak bir niteliktaşımaktadır. Geçmişte bazı nedenlerden dolayı birtakım fırsatları değerlendiremeyen Eskişehir, tüm olumlu özelliklerine rağmen bugün hak ettiği konumda bulunmamakta ve bu durum da ister istemez kent adına bazı memnuniyetsizliklere neden olmaktadır. Ülkenin yerli uçağınıüretme fırsatı, sebep ne olursa olsun kaybedilecek bir fırsat değildir. Bu kentte yaşayan herkes, böyle bir fırsatın değerlendirilmesi adına varını yoğunu ortaya koymalıdır.''
Geçmişten bu yana, ülkede birçok ilklere imza atan Eskişehir'in, ilk yerli uçak üretimi konusunda da bir ilki gerçekleştirebilecek yegane kent olduğunu bildiren Karacan, ''Eskişehir'in en büyük mesleki ve sivil toplum örgütü olan ETO, kentimize hem katma değer hem de büyük bir prestij kazandıracak olan böylesine bir yatırımın gerçekleşmesi için, elindeki tüm imkanlarını seferber etmeye hazırdır'' dedi.
-''5 milyon metrekarelik alan bu yatırımlar için tahsis edildi''-
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş Özaydemir de kentteki geçmişi 85 yıl önceye dayanan havacılık sektörünün Eskişehir sanayisinde en önemli faaliyet alanlarından biri haline geldiğini söyledi.
Havacılık sektöründe faaliyet gösteren ESO üyelerinin sektörde büyük işlere imza attığını belirten Özaydemir, ESO olarak havacılık sektörü için projeler ürettiklerini ve bu konuda sanayicileri desteklediğini kaydetti.
Özaydemir, ESO'nun 2005-2006 yıllarında bilimadamları ve sanayicilerle düzenlediği geleceğe yönelik strateji çalışmalarında Eskişehir'in öne çıkacak sektörlerinden biri olarak savunma ve havacılık sektörünü belirlediklerini anımsatarak, şunları bildirdi:
''İlk olarak havacılık alanından ana sanayi ve yan sanayi olarak çalışan firma sayısını artırmak, ilimizdeki mevcut ve çok iyi eğitime sahip yetişmiş insan gücü kaynağını değerlendirmek amacıyla Eskişehir Havacılık ve Savunma Sanayi Endüstri Bölgesi'nin kurulmasına yönelik çalışmalar başlattık. Bu amaçla Eskişehir-Ankara karayolu üzerinde OSB'ye ait toplam 5 milyon metrekarelik bir alan bu yatırımlar için tahsis edildi. Bölgenin kuruluşu için çalışmalar hala daha devam etmektedir. Böyle bir bölgenin kurulmasının yanı sıra sektördeki gelişim için kümelenme modelini önemseyen ve bu konuda yoğun çalışmalar yapan odamız, Eskişehir Havacılık Kümesi'nin kurulmasına da öncülük etti. Kentimizde bulunan havacılık firmalarını bir araya getiren küme, Eskişehir havacılık endüstrisini uluslararası platformlarda tanıtma, hibe ve fon kaynaklarına ulaşma, ortak satın alma, lojistik, Ar-Ge merkezi ve üretim konularında daha profesyonel bir yaklaşımla hareket edebilme kabiliyeti sağlayacaktır. Elbette bu kurumsal kimliğin kazanılmasıyla birlikte Eskişehir havacılık sanayi hem ulusal hem de uluslararası alanda rakiplerine karşı bir adım önde olma şansını yakalayacaktır.''
-''Eskişehir yerli uçak üretiminde başarılı olacaktır''-
Özaydemir, 2000 yılında havacılık sanayi konusunda üretim yapan firmaların toplam ihracatlarının 55 milyon dolar olduğunu, 2010 yılı sonunda bu rakamın 300 milyon dolara ulaştığını ifade ederek, ''2010 yılında odamız üyesi kuruluşların toplam ihracatlarının 1.7 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde, toplam ihracatın yüzde 18'inin havacılık sanayi ürünlerinden oluştuğu görülmektedir. Bu sektörde ise yaklaşık 3 bin işçi istihdam edilmektedir'' dedi.
Cumhuriyet'in 100. yılında Eskişehir'den gerçekleştirilecek havacılık sanayi ihracatının 1 milyar doların üzerine çıkmasının hedeflendiğini anlatan Özaydemir, ''Ülkemizin havacılık alanında önemli işler başaran kentimiz bilgi birikimi, sanayi yatırımları ve devletimizin de desteğiyle yerliuçak yapma konusunda da başarılı olacaktır. Yeter ki devletimizin desteği sanayicilerimizin yanında olsun. Bizler, ülkemiz için çelik kartallar üretmeye hazırız'' diye konuştu.
TFF Başkanı'ndan şike açıklaması
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, şike iddianamesinin açıklanmasının ardından dellileri mahkemeden isteyeceklerini ancak kulüplerle ilgili kararın ise sezon sonu verileceğini açıkladı.
Kulüpler Birliği Vakfı'nın Mecidiyeköy'deki ofisinde yaptığı toplantıya katılan Aydınlar, toplantı çıkışında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Aydınlar, "Bugün mahkemeye müracat edip, delil ve belgeleri isteyeceğiz. Bunları aldıktan sonra etik kurulu çalışmaya başlayacaktır." diye konuştu.
Basın mensuplarının, "Ligden düşme kararınızda bir değişiklik olacak mı? şeklindeki sorusuna Aydınlar, "Daha önce de açıkladığımız gibi, sezon bu şekliyle sona erecek. Şahıslar hakkında kararı mümkün olan en kısa sürede vermek istiyoruz. Ama kulüplerle ilgili kararımızı sezon sonunda vereceğiz." diye cevapladı.
(CİHAN)
Kulüpler Birliği Vakfı'nın Mecidiyeköy'deki ofisinde yaptığı toplantıya katılan Aydınlar, toplantı çıkışında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Aydınlar, "Bugün mahkemeye müracat edip, delil ve belgeleri isteyeceğiz. Bunları aldıktan sonra etik kurulu çalışmaya başlayacaktır." diye konuştu.
Basın mensuplarının, "Ligden düşme kararınızda bir değişiklik olacak mı? şeklindeki sorusuna Aydınlar, "Daha önce de açıkladığımız gibi, sezon bu şekliyle sona erecek. Şahıslar hakkında kararı mümkün olan en kısa sürede vermek istiyoruz. Ama kulüplerle ilgili kararımızı sezon sonunda vereceğiz." diye cevapladı.
(CİHAN)
Hopa'daki gösterilerden tutuklu 22 sanık tahliye edildi
Ankara'daki Hopa gösterileriyle ilgili olarak 28 kişi hakkında açılan davada, 22 tutuklu sanığın tamamının tahliyesine karar verildi.
Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 tarihinde Metin Lokumcu'nun hayatını kaybettiği olayların ardından Ankara'daki çıkan olaylarda tutuklanan ve "Silahlı terör örgütü" üyeliği ile suçlanan 22 tutuklu toplam 28 kişinin yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya verilen aranın ardından Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, olayda belirlenen kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenebilmesi için haklarında çağrı kağıdı çıkarılması, suçun mahiyetinin değişmesi nedeniyle Ozan Sürer, Eda Dişkaya, Cüneyt Çakır, Göksel Ilgın ve Ferhat Konukçu'nun tahliyelerine, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Mahkeme heyeti ise bütün tutuklu sanıkların tahliyelerine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bu karar tutuklu sanıkların ailelerini gözyaşlarına boğdu.
(CİHAN)
Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 tarihinde Metin Lokumcu'nun hayatını kaybettiği olayların ardından Ankara'daki çıkan olaylarda tutuklanan ve "Silahlı terör örgütü" üyeliği ile suçlanan 22 tutuklu toplam 28 kişinin yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya verilen aranın ardından Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, olayda belirlenen kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenebilmesi için haklarında çağrı kağıdı çıkarılması, suçun mahiyetinin değişmesi nedeniyle Ozan Sürer, Eda Dişkaya, Cüneyt Çakır, Göksel Ilgın ve Ferhat Konukçu'nun tahliyelerine, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Mahkeme heyeti ise bütün tutuklu sanıkların tahliyelerine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bu karar tutuklu sanıkların ailelerini gözyaşlarına boğdu.
(CİHAN)
'Esad samimiyse katilleri cezalandırır'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad samimiyse katilleri hemen cezalandırır" şeklinde konuştu.
Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile kahvaltıda bir araya gelen Davutoğlu gündemdeki dış politika konuları değerlendirerek, soruları yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye ilgili sonsözlerini ancak "Ocak ayında uykuya yatıp, yeni kalkması" durumunda sarfedebileceğini iddia etti.
Türkiye'nin Suriye politikası ile ilgili soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun dünkü "Bir sabah kalktık, Suriye ile düşman olduk" yönündeki sözlerini eleştirdi. Davutoğlu, bu söylemin herkesi düşündürmesi gerektiğini söyleyerek, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri ancak "Ocak ayında uykuya yatıp, yeni kalkması" durumunda söyleyebileceğini belirtti
AA
Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile kahvaltıda bir araya gelen Davutoğlu gündemdeki dış politika konuları değerlendirerek, soruları yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye ilgili sonsözlerini ancak "Ocak ayında uykuya yatıp, yeni kalkması" durumunda sarfedebileceğini iddia etti.
Türkiye'nin Suriye politikası ile ilgili soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun dünkü "Bir sabah kalktık, Suriye ile düşman olduk" yönündeki sözlerini eleştirdi. Davutoğlu, bu söylemin herkesi düşündürmesi gerektiğini söyleyerek, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri ancak "Ocak ayında uykuya yatıp, yeni kalkması" durumunda söyleyebileceğini belirtti
AA
Rusya'dan İsrail'e İran uyarısı
Rusya, bölgede yeni bir silahlı çatışmanın felaketle sonuçlanacağını belirterek, İsrail'i İran'a karşı askeri bir müdahaleye girişmemesi konusunda uyardı.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ''Rassiya 24'' televizyonuna verdiğiröportajda, İsrail'i İran'a karşı bir askeri operasyona karşı uyararak, ''Bölgede özellikle bu ölçekteki bir askeri çatışma bir felakete neden olur'' diye konuştu.
Ryabkov, İran'ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılması için çabaların sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, ''Biz İsrailli muhataplarımıza Rusya'nın neden böyle bir çaba içine girdiğini anlattık. İsrail'i olası bir askeri operasyon başlatılması yönünde karar almaması için uyardık'' dedi.
Bu durumun son derece ciddi olduğunu ve söz konusu bölgenin zaten bir çok çatışma nedeniyle istikrarsız hale geldiğini savunan Ryabkov, ''Başka bir silahlı çatışma, özellikle bu boyuttaki bir çatışma kesinlikle felaket olur. İsrailli partnerlerimize pozisyonumuzu bu şekilde izah ettik'' diye konuştu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ''Rassiya 24'' televizyonuna verdiğiröportajda, İsrail'i İran'a karşı bir askeri operasyona karşı uyararak, ''Bölgede özellikle bu ölçekteki bir askeri çatışma bir felakete neden olur'' diye konuştu.
Ryabkov, İran'ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılması için çabaların sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, ''Biz İsrailli muhataplarımıza Rusya'nın neden böyle bir çaba içine girdiğini anlattık. İsrail'i olası bir askeri operasyon başlatılması yönünde karar almaması için uyardık'' dedi.
Bu durumun son derece ciddi olduğunu ve söz konusu bölgenin zaten bir çok çatışma nedeniyle istikrarsız hale geldiğini savunan Ryabkov, ''Başka bir silahlı çatışma, özellikle bu boyuttaki bir çatışma kesinlikle felaket olur. İsrailli partnerlerimize pozisyonumuzu bu şekilde izah ettik'' diye konuştu.
Sporda Şiddet Yasası yeniden Köşk'e gönderildi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilerek Meclis’e geri gönderilen Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa, TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edildi. Yasa, yeniden Cumhurbaşkanlığı’na gönderilecek.
Ahmet Mahmut Ünlü'ye tutuklama talebi
Kamuoyunda ''Karagümrük çetesi'' olarak bilinen suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan 13kişiden, ''Cübbeli Ahmet Hoca'' olarak tanınan Ahmet MahmutÜnlü'nün de aralarında bulunduğu 7'si, tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Gözaltında tutuldukları İstanbul Kaçakçılık ve Organize İşlerle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen ve aralarında Ahmet Mahmut Ünlü ile eskiTürkiye güzeli Neslihan Önder'in de olduğu 13 kişinin, soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet SavcısıMehmet Ali Uysal tarafından ifadeleri alındı.
Savcı Uysal, Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 7 kişiyi tutuklanmaları istemiyle İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine sevk etti.
Neslihan Önder ve diğer 5 kişi ise serbest kaldı.
Saat: 11:59:09 - Ahmet Mahmut Ünlü adliyeye getirild i
Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, İstanbul Adliyesi'ne getirildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Ünlü, sağlık kontrolü ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Polisler eşliğinde adliyeye giriş yapan Ünlü, basın mensuplarının sorularını cevapsız bıraktı.
(CİHAN)
Gözaltında tutuldukları İstanbul Kaçakçılık ve Organize İşlerle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen ve aralarında Ahmet Mahmut Ünlü ile eskiTürkiye güzeli Neslihan Önder'in de olduğu 13 kişinin, soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet SavcısıMehmet Ali Uysal tarafından ifadeleri alındı.
Savcı Uysal, Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 7 kişiyi tutuklanmaları istemiyle İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine sevk etti.
Neslihan Önder ve diğer 5 kişi ise serbest kaldı.
Saat: 11:59:09 - Ahmet Mahmut Ünlü adliyeye getirild i
Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, İstanbul Adliyesi'ne getirildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Ünlü, sağlık kontrolü ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Polisler eşliğinde adliyeye giriş yapan Ünlü, basın mensuplarının sorularını cevapsız bıraktı.
(CİHAN)
Bozdağ: Köşk Seçimi 2014'te yapılacak
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 7 yılı dolduracağını, Köşk seçimlerinin 2014 yılında yapılacağını söyledi.
Bir televizyon kanalındaki programa katılan Bozdağ,"Cumhurbaşkanı hangi hukuka göre seçildiyse görev süresini de ona göre tamamlar. Sayın Gül, 7 yıllığına seçilmiştir. O nedenle görev süresi eski hukuka göre ve 7 yıldır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimi 2014 yılında yapılacaktır." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın rahatsızlığı ve Şike Yasası nedeniyle yaşanan gelişmelerin 'AK Parti'de liderlik mücadelesi' şeklinde değerlendirilmesini eleştiren Bekir Bozdağ, partide böyle bir sorun yaşanmayacağını savundu. AK Parti'nin darbe planları, 27 Nisan bildirisi, kapatma davası gibi badireler atlatmasına rağmen dimdik ayakta kaldığını, bugün geçmişe göre daha güçlü olduklarını ifade eden Bozdağ, "AK Parti'ye siyaset mühendisliği işlemez. Bizi bölmeye çalışanlar bölünür,çarpmaya çalışanlar çarpılır." diye konuştu.
"DERSİM 'DEVLET', MARAŞ-SİVAS OLAYLARI 'DERİN DEVLET' OPERASYONU"
Dersim olayları ile ilgili tartışmaları değerlendiren Bozdağ, CHP'den gelen "Maraş, Sivas'la da yüzleşin" eleştirisine tepki gösterdi. Dersim olayının 'devlet', Maraş, Sivas, Çorum olaylarını ise 'derin devlet' operasyonu olduğunu belirten Bozdağ, şunları söyledi: "Silivri'de devam eden yargılamalarda ismi geçen kişilerle alakalı iddialar var. Derin devlet gibi. Sivas'ta, Çorum'da, Maraş'ta da derin devlet iddiaları var. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nun Silivri'de ne işi var? Sözlerinde samimi ise o zaman derin devlet iddiaları üzerinde dolaşan kişilerin avukatlığını yapmaktan vazgeçmesi lazım. Önce onun yüzleşmesi lazım."
"YARGIYI HİÇBİR PARTİ ELE GEÇİREMEZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HSYK ve yargıya dönük eleştirilerini de cevap veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP'nin geçmişte yargıyı 'ön bahçesi-özel mülkü' gibigördüğünü öne sürdü. 12 Eylül'de yapılan refarandum ile 'al gülüm-ver gülüm' döneminin sona erdiğini belirten Bozdağ,"Şimdiki sistemde ise yargıyı kimsenin ele geçirme imkanı yok. Demokratik kurallar içerisinde işleyen bir yapı var ve eskiden işleyen kapalı devre kast sistemi bozuldu. Yargıyı ele geçirmek isteyen bir parti elindeki tüm imkanları verir mi? Biz yargı bağımsız olsun diye hepsini verdik. CHP'nin itirazı bu güne kadar yargıyı artık özel mülkü gibi kullanamamasından kaynaklanan bir itirazdır."
(CİHAN)
Bir televizyon kanalındaki programa katılan Bozdağ,"Cumhurbaşkanı hangi hukuka göre seçildiyse görev süresini de ona göre tamamlar. Sayın Gül, 7 yıllığına seçilmiştir. O nedenle görev süresi eski hukuka göre ve 7 yıldır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimi 2014 yılında yapılacaktır." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın rahatsızlığı ve Şike Yasası nedeniyle yaşanan gelişmelerin 'AK Parti'de liderlik mücadelesi' şeklinde değerlendirilmesini eleştiren Bekir Bozdağ, partide böyle bir sorun yaşanmayacağını savundu. AK Parti'nin darbe planları, 27 Nisan bildirisi, kapatma davası gibi badireler atlatmasına rağmen dimdik ayakta kaldığını, bugün geçmişe göre daha güçlü olduklarını ifade eden Bozdağ, "AK Parti'ye siyaset mühendisliği işlemez. Bizi bölmeye çalışanlar bölünür,çarpmaya çalışanlar çarpılır." diye konuştu.
"DERSİM 'DEVLET', MARAŞ-SİVAS OLAYLARI 'DERİN DEVLET' OPERASYONU"
Dersim olayları ile ilgili tartışmaları değerlendiren Bozdağ, CHP'den gelen "Maraş, Sivas'la da yüzleşin" eleştirisine tepki gösterdi. Dersim olayının 'devlet', Maraş, Sivas, Çorum olaylarını ise 'derin devlet' operasyonu olduğunu belirten Bozdağ, şunları söyledi: "Silivri'de devam eden yargılamalarda ismi geçen kişilerle alakalı iddialar var. Derin devlet gibi. Sivas'ta, Çorum'da, Maraş'ta da derin devlet iddiaları var. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nun Silivri'de ne işi var? Sözlerinde samimi ise o zaman derin devlet iddiaları üzerinde dolaşan kişilerin avukatlığını yapmaktan vazgeçmesi lazım. Önce onun yüzleşmesi lazım."
"YARGIYI HİÇBİR PARTİ ELE GEÇİREMEZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HSYK ve yargıya dönük eleştirilerini de cevap veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP'nin geçmişte yargıyı 'ön bahçesi-özel mülkü' gibigördüğünü öne sürdü. 12 Eylül'de yapılan refarandum ile 'al gülüm-ver gülüm' döneminin sona erdiğini belirten Bozdağ,"Şimdiki sistemde ise yargıyı kimsenin ele geçirme imkanı yok. Demokratik kurallar içerisinde işleyen bir yapı var ve eskiden işleyen kapalı devre kast sistemi bozuldu. Yargıyı ele geçirmek isteyen bir parti elindeki tüm imkanları verir mi? Biz yargı bağımsız olsun diye hepsini verdik. CHP'nin itirazı bu güne kadar yargıyı artık özel mülkü gibi kullanamamasından kaynaklanan bir itirazdır."
(CİHAN)
09 Aralık 2011
Esnemek bulaşıcı ama...
Bilim insanları esnemenin, kişiler arasındaki yakınlık derecesine bağlı olarak karşıdakine geçebildiğini tespit etti.
Esnemek bulaşıcı; Ancak bilim adamları, kişiler arasındaki yakınlık derecesinin esneme hareketini taklit etmede etkili olduğunu saptadı.
İtalya'daki Pisa üniversitesi bilim adamları, sonuçları PLoS One dergisinde yayımlanan araştırmada, esneyen kişiye yakınlık derecesi ne kadar ileriyse o esnediğinde karşısındakinin de esneme ihtimalinin o kadar yüksek olduğunu tespit etti.
Bilim adamları, bir yıldan uzun bir süre, 109 yetişkini normal hayat akışları içerisinde takip etti. Avrupa, Kuzey Amerika, Asya ve Afrika'dan seçilen 56 kadın ve 53 erkek deneğin hepsinde de insanların arasındaki yakınlık derecesinin, esnerken diğerinin de esnemesinde etkili olduğu görüldü.
Esneyen akrabaysa en yoğun şekilde taklit edilirken, arkadaş ve tanıdıklarda bu durum biraz daha azaldı, hiç tanınmayan kişide zayıf olarak ortaya çıktı.
Bu bağlantının sadece empati geliştirebilenlerde bulunduğunu ifade eden bilim adamları, küçük çocuklar veya otizm hastalarında bu durumun söz konusu olmadığını belirtti.
Yeni Twitter Facebook'a meydan okuyor
En büyük ikinci sosyal paylaşım ağı Twitter, silbaştan tasarladığı siteye Facebook tarzı 'sayfa' özelliği ekledi.
Tüm dünyada 380 milyondan fazla kullanıcısı olan sosyal paylaşım ağı Twitter’ın anasayfa görünümüyle iOS ve Android uygulamaları yenilendi. Yeni tasarımda Facebook'a benzer bazı özellikler dikkat çekerken, uzun süredir reklam yerleştirmesini nasıl yapacağını düşünen firmanın da soruna bir çözüm bulduğu da göze çarpıyor.
Techno-labs'in aktardığı habere göre yeni tasarımla birlikte sitenin görünümü artık üç ana bölüme ayrılıyor. Yukarıdaki bardan Anasayfa seçildiğinde sol taraftaki sekmeden Tweet atılabiliyor, kimleri takip etmek gerektiği görülüyor, gündemdeki konula takip edilebiliyor. Sağ taraftaki sekmedeyse Tweetler yer alıyor.
Yukarıdaki bardan @Bağlan sekmesi seçildiğindeyse geçmişteki etkileşimler ve sizden bahseden Tweet’ler okunabiliyor. Yukarıdaki bardan Keşfet’e geçildiğinde ‘Hikayeler’, ‘Etkinlik’, ‘Kimi takip etmeli’, ‘Arkadaşlarını bul’ ve ‘Kategorilere göz at’ seçenekleri çıkıyor. Buradaki seçenekler sayesinde takip etmek istenen kişileri bulmak çok daha kolay hale geliyor.
Twitter'ın yeni site yapısındaki bir diğer değişiklik de artık anlaşmalı firmalara özel sayfalar açılabiliyor olması. Shiftdelete.net'in aktardığına göre ilk etapta Bing, Best-Buy, Dell, Hewlitt-Packard, American Express gibi ünlü isimlerle anlaşan yetkililer, herbiri için Facebook tarzında özel sayfalar oluşturdu. İsteğe göre düzenlenebilecek başlık bölümünde reklam/slogan için de bir alan yer alıyor. Ana menüde ise firmaya ait tweet'ler var. Trend olan başlıklar arasında sponsor hashtagleri (etiketler) de durmaya devam edecek.
AB çapında anlaşma yok
Euro Bölgesi'ndeki borç krizi konusundaki kritik zirvede sabaha kadar görüşen AB liderlerinin toplantısından, 23 ülkenin yeni AB anlaşması kapsamında olması kararı çıktı.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, yeni AB anlaşmasının 17 Euro bölgesi ülkesi ve 6 diğer AB üyesini kapsayacağını belirtti.
Rompuy ayrıca, bu ülkelerin uluslararası Para Fonu IMF'ye 200 milyar Euroluk ek kaynak sağlayacağını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de, sabahın ilk ışıklarıyla sona eren görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada, tüm AB üyelerini kapsayan bir anlaşmayı tercih ettiğini, ancak İngiltere'nin tutumu nedeniyle bunun mümkün olmadığını söyledi.
Sarkozy, İngiltere'nin bazı mali kurallardan muaf tutulmayı teklif ettiğini belirtti.
Sarkozy, "Bunu kabul edemezdik. Zaten yeterli derecede kural olmadığı için şu anki sorunları yaşıyoruz" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı, yeni AB anlaşması'nın gelecek Mart'a kadar hazır olması gerektiğini vurguladı.
Cameron daha önce yaptığı açıklamada, genel olarak İngiltere'nin, özel olarak da Londra'nın finans merkezi City'nin çıkarlarına zarar verecek her türlü kararı veto edeceğini söylemişti.
'Güvenilirlik artacak' Almanya Başbakanı Angela Merkel de zirvede alınan kararların Euro Bölgesi'nin güvenilirliğini arttıracağını belirtti.
Merkel, "Ben hep Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkenin güvenilirliğini geri kazanması gerektiğini söyledim. Bence bu olabilir ve bugünün kararlarıyla olacaktır' dedi.
Alman-Fransız planı şu değişiklikleri öngörüyor;
AB Komisyonu'nun aşırı bütçe açığı veren ülkeleri cezalandırma yetkisinin olması
AB Komisyonu'nun aşırı bütçe açığı veren ülkeleri cezalandırma yetkisinin olması
Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkenin anayasalarına denk bütçe yapacağı taahhüdünü koyması
Euro Bölgesi ülkelerinin ortak kurumlar ve mali işlem vergisi sistemine sahip olması
Gelecekte gerekebilecek kurtarma paketlerinde, Yunanistan örneğinde olduğu gibi özel yatırımcıların yükün bir kısmını üstlenmemesi
Brüksel'deki görüşmeler bugün de devam edecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)