28 Ocak 2012

ABD'den itiraf: İran'ı vuracak güçte değiliz

Pentagon'dan ismi açıklanmayan bir yetkili, İran'ın yer altındaki nükleer tesislerini vuracak güçte silahlara sahip olmadıklarını söyledi. ABD Savunma Bakanı Panetta ise "Bu güçte silahlar geliştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.



 ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ABD'nin Türkiye'de özel operasyon üsleri oluşturmak istediği yönündeki haberleri yalanladı.
Wall Street Journal gazetesinde yer alan iddiaya yönelik bir yalanlama da Pentagon Sözcüsü John Kirby'den geldi.
Kirby, ''Türkiye'de ilave Amerikan askerlerinin konuşlandırılacağına dair haberler gerçeği yansıtmıyor. Türk hükümetiyle bu yönde bir görüşmemiz olmadı'' dedi.

Türkiye'nin önemli bir NATO müttefiki olduğunu vurgulayan Kirby, ''ABD ordusu, en yakın müttefiklerimizden biri ve NATO ortağımız Türkiye'nin silahlı kuvvetleriyle yakın ilişkilerimize çok değer veriyor'' diye konuştu.
Pentagon'dan bir yetkili de yaptığı açıklamada, WSJ gazetesinde çıkan haberle ilgili herhangi bir bilginin kendilerine ulaşmadığını belirterek, iddiayı yalanlamıştı. Yetkili, böyle bir üssün inşası için Türk hükümetinin izninin gerekli olduğunu kaydetmişti.
'İRAN'I VURABİLECEK SİLAH İÇİN ÇALIŞIYORUZ'Öte yandan Wall Street Journal'a konuşan ve adı açıklanmayan Pentagon yetkilileri ABD'nin elinde bulunan silahların İran'ın yer altındaki gizli nükleer tesislerini vurabilecek güçte olmadığını iddia etti.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ise bu güçte silahlar geliştirmek için çalıştıklarını ifade etti. Panetta, “Sanırım, ‘Çok yakınız’ demek daha doğru. Ama hala çalışıyoruz çünkü bu tür şeylerin bizim istediğimiz şekilde çalışacağından emin olmak kolay değil. Ama açıkçası bu kapasiteye kısa sürede erişeceğimize güvenim tam” diye konuştu.
'DAĞI YERLE BİR EDECEK BOMBALAR GEREKLİ'Hava Kuvvetleri sözcüsü Albay Jack Miller, geçen aylarda yaptığı bir açıklamada Massive Ordnance Penetrator” (MOP) olarak bilinen ve B-2 hayalet uçaklarıyla taşınacak bu bombaların “operasyonel ihtiyaçları karşılayabileceğini” söylemişti.
Ancak Wall Street Journal’a konuşan ABD’li yetkililer, 15 tonluk bu bombaların bile İran’ın nükleer programını sona erdirmeye yetmeyeceğini belirtti. Yetkililer, “Tesisler dağın altında olduğu zaman, dağı yerle bir edecek şeylere ihtiyacınız oluyor” dedi.

Başçı: Davos’u gördükten sonra çok rahatım

Ekonomik büyüme hedefinin tutturulması konusunda umutlu konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Davos'u gördükten sonra yüzde 4 konusunda çok rahatım'' dedi.


 Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin problemleri arasında siyahla beyaz kadar fark olduğunu söyledi.
Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma potansiyellerini nasıl hayata geçirebilecekleri, altyapı projelerini nasıl ilerletebilecekleri,finansmanla ilgili dar boğazları nasıl aşabilecekleri gibi yapısal konular üzerinde konuştuklarını ifade eden Başçı, gelişmiş ülkelerin, kamu borcunun ödenip ödenemeyeceği ve bunun bankacılık kesimine yansımaları gibi konuları tartıştıklarını dile getirdi.
Bu anlamda Avrupa'nın içinde de bir ayrışma olduğunu kaydeden Başçı, ''Almanya bir tarafa, kamu borcu problemi yaşayan Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkeler bir tarafa... Aralarında bir ayrışma var. Dolayısıyla mali disiplinin ne kadar önemli olduğu bir kere daha tescil edilmiş oldu'' dedi.
Gelişmekte olan ülkelerde ise bütçe dengelerinin çok iyi olduğunu anlatan Başçı, bu ülkelerde bankacılık sistemlerinin çok sağlıklı olduğunu ve büyümeye devam ettiğini kaydetti.
Gelişmiş ülkeler açısından finansman kanallarının da çalıştığını belirten Başçı, ''Bütün kaygı, 'Avrupa'da bankalar zor durumda kalır da finansman kaynaklarını gelişmekte olan ülkelere aktaramazlarsa o zaman ne olur?' diyorlardı. Hayır, Avrupa'da bankalarda zorluklar varsa İngiltere'de, Amerika'da, Japonya'da bankalar var. Finansman akar, yeter ki fon kaynağı olsun'' diye konuştu.
'KREDİ NOTLARININ ÖNEMİ AZALACAK'Kredi notlarının söz konusu fon kaynağından yararlanılması için önemli olup olmadığının sorulması üzerine Başçı, kredi notlarının giderek öneminin azalacağını söyledi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının sadece Türkiye'den değil dünyanın her tarafından çok eleştiri aldığına dikkati çeken Başçı, bu anlamda sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Başçı, ''Onların rolünün finans sisteminde azalması yönünde, Finansal İstikrar Kurulu'nda ve G-20'de önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bunun faydasını ileride göreceğiz'' değerlendirmesinde bulundu.
TL'NİN DEĞERİTL'nin diğer para birimleri karşısındaki değerine ilişkin bir soru üzerine de Başçı, Merkez Bankası olarak istisnai durumlarda kur hareketleri fiyat istikrarı veya finansal istikrara zarar verme riski taşıdığında devreye gireceklerini hatırlattı.
2010 yılının sonlarına doğru ''1 dolar 1 TL olacak mı?'' konusunun çok konuşulduğuna dikkati çeken Başçı, şunları söyledi:
''Onun biz finansal istikrar açısından son derece büyük sıkıntılar doğuracağını, çünkü cari açığın hızla büyümekte olduğunu gördük ve 'Buna karşı durmak gerekir' dedik. Buna karşı politikalarımızı değiştirdik ve şekillendirdik. Şimdi geçtiğimiz yıl sonuna doğru '1 dolar 2-2,5 lira olur mu?' diye tekrar konuşulmaya başlandı. Hayır, olmaz. Eğer olursa enflasyon konusunda, hedefin zaten üzerindeyiz, çok daha fazla üzerinde olmamız söz konusu olur ve fiyat istikrarı tehlikeye girer. Fiyat istikrarı Türkiye'nin en değerli varlığı. Onu kolay kazanmadık.''
'ENERJİ DIŞI CARİ AÇIK KAPANABİLİR'Euro Bölgesi yetkililerinin Pazartesi günü yapacakları toplantının piyasalara etkisinin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine Başçı, Davos'taki karamsar beklentinin aksine Avrupa'da işlerin kademeli bir şekilde iyiye gidebileceği tahmininde bulundu.
Almanya'nın ''Mali disiplin iyidir'' şeklinde bir tezi olduğunu anlatan Başçı, ''Bu tez Türkiye'nin tecrübesiyle tamamen örtüşüyor'' dedi.
Cari açığa ilişkin de görüşlerini paylaşan Başçı, Türkiye'nin çok büyük bir büyüme potansiyeli bulunduğunu ve bu yüzden herkesin beklentilerinin olumlu olduğunu dile getirdi.
Buna karşın cari açığın verilmesinin nedeninin özel sektör borçları olduğunu belirten Başçı, kamuda bütçe disiplinin sağlandığını ve bu kesimde bütçe açığının çok düşük seviyelere geldiğini kaydetti.
Özel kesimin borçlanmasını da doğal karşılamak gerektiğini kaydeden Başçı, yine de büyük oranda borçlanma olmaması için gereken tedbirleri aldıklarını söyledi.
Enerji dışı cari açığın bu yılın ortalarına doğru kapanması hatta daha sonra artıya geçmesinin söz konusu olabileceğini bildiren Başçı, ''O zaman da toplam cari açık yıl boyunca azalacak'' dedi.
'YÜZDE 4 KONUSUNDA RAHATIM'Türkiye'ye fon girişi olması halinde faizlerin yeniden yükselip yükselmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Başçı, bu konuda çok esnek olduklarını dile getirdi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2014 yılına kadar sıfır seviyesine yakın faiz politikasını korunacağını açıklamasından sonra Türk Lirası'nda ciddi bir değerlenme olduğunu hatırlatan Başçı, sadece Türkiye'de değil, gelişmekte olan bütün ülkelerde sermaye girişlerinde artış gözlendiğini dile getirdi.
IMF'nin Türkiye'ye ilişkin 2012 yılı büyüme tahmini ile Merkez Bankası'nın büyüme tahmini de karşılaştıran Başçı, Türkiye için büyüme tahminlerinin yüzde 4 olduğunu hatırlattı.
IMF'nin Türkiye ile Avrupa arasındaki yakınlık ve ticari ilişkilerden dolayı böyle bir kötümser beklenti içerisinde bulunduğunu tahmin ettiğini kaydeden Başçı, ''Biz de niye yüzde 4 çıkıyor? Biz, Orta Vadeli Programı (OVP) yaparken bunu enine boyuna düşündük. Merkez Bankası OVP çalışmaları sırasında en yüksek tahmini veren kurumlardan biriydi'' dedi.
Türkiye'nin büyümesi açısından ticaret kanalında da sorun olmadığını belirten Başçı, Almanya ile ihracatın, diğer ülkelerde de pazar payının giderek arttığını söyledi.
Finansman kanalında korkulanın hiç yaşanmadığının, Türk bankalarının AB Bankaları yerine Londra merkezli bankalardan sendikasyon kredisi aldığını ifade eden Başçı, ''Ben Davos'u gördükten sonra yüzde 4 konusunda çok rahatım'' dedi.
Türkiye'de tasarrufları artırıcı yapısal reformların devreye girmesi gerektiğini kaydeden Başçı, Türkiye'nin tasarrufları artırdığı takdirde daha rahat büyüyeceğini sözlerine ekledi.

CHP'de kurultay 1 ay sonra

CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, yazılı açıklamasında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Olağünüstü Kurultay'ı 26 Şubat Pazar günü toplantıya çağırdığını açıkladı.
Matkap açıklamasında, kurultayın pazar günü Atatürk Spor Salonu'nda saat 10.00'da toplanacağını belirtti.
‘HERKES DİLEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİR’Bu arada, Kılıçdaroğlu dün akşam Ankara Palas'ta Sosyal Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen ''dostluk ve dayanışma'' yemeği öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, "Tüzük kurultayında genel başkanlık için muhaliflerden ses geliyor, Genel başkanlık talep ediyorlar, bunun için ne diyorsunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Herkes özgürce dilediğini söyleyebilir" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, muhaliflerin talebine olumlu baktıklarını söyledi.

Bir ile daha büyükşehir müjdesi geldi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, nüfusu 750 bini aşan illerin büyükşehir yapılmasına ilişkin hazırlanan kanun taslağına ilişkin olarak, ''Malatya'nın nüfusu 757 bin olmuştur, dolayısıyla büyükşehir olacak 11 ile bir il daha ilave edilmiştir'' dedi.
Tanrıverdi, Manisa'da gerçekleştirdiği esnaf ziyaretlerinde vatandaşların sorunlarını dinledi. Ziyaret ettiği lokantada tezgahın başına geçerek, döner kesen ve mangalda köfte pişiren Tanrıverdi, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Tanrıverdi, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2011 yılı nüfus sayımı sonuçlarında, Manisa nüfusunda düşüş görüldüğü belirtilerek, bunu Manisa'nın büyükşehir yapılması hedefinde değişiklik yaratıp yaratmayacağına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
''Türkiye'nin nüfusu 75 milyona dayandı. Manisa'nın nüfusuna baktığımız zaman 39 binlik bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Bu düşüş nakillerden kaynaklanmaktadır. Manisa 1 milyon 340 bin 74 nüfusuna göre, Türkiye'nin hala 14. büyük şehridir. Büyükşehir olma şartı il nüfusu 750 bin ve üzeri olan iller içindir. Dolayısıyla büyükşehir olmamıza engel bir sorun yoktur. Daha önce 11 ilin büyükşehir olacağı ilan edilirken, şimdi Malatya'nın nüfusu 757 bin olmuştur, dolayısıyla 11 ile bir il daha ilave edilmiştir. Bu çerçevede 2014 seçimlerine yürüdüğümüz bu yolda, şu an 12 il büyükşehir olma özelliğini taşımaktadır. Tabii ki 2013 yılında tekrar bir nüfus açıklaması söz konusu olacaktır. Düzenlemede de o günkü aktif nüfus dikkate alınacaktır.''
-Manisa'daki kentsel dönüşüm çalışmaları-
Tanrıverdi'nin ziyaretleri sırasında kendisiyle görüşen İshak Çelebi Mahallesi Muhtarı İbrahim Oyit, Manisa Belediyesinin yürüttüğü kentsel dönüşüm çalışmalarından vatandaşın rahatsızlık duyduğunu aktardı.
Tanrıverdi, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla vatandaşların mağdur edilmemesi gerektiğini ifade etti. Manisa Belediyesinin de yaşanan bu sorunlar nedeniyle vatandaşları dinlemesinin önem taşıdığını dile getiren Tanrıverdi, şunları söyledi:
''İlgili kanun gereği kentsel dönüşüm için vatandaşlarla uzlaşma yapılması gerekir. Eğer taraflar uzlaşamazlarsa, elbette yargıdan adaletin tecellisini bekleyeceklerdir. Bu da yapılacak hizmetlerin ancak uzun sürede yapılmasını sağlar. Buradaki hemşehrilerimizin çok fahiş fiyat istemediklerini biliyoruz. Kendileri de ifade ediyorlar. Makul olan, mağdur olmayacakları bir fiyat tespiti yapılarak bir an önce yapılmak istenen hizmetin gerçekleşmesi hedeflenmelidir. Ben de hemşehrilerimizin mağdur edilmeden bu sorunun çözülmesini ve bir an önce kente yapılacak hizmetin gerçekleşmesini kendilerinden rica edeceğim.''

Kazayla oğlunu vurunca evden bakın neler çıktı

Şanlıurfa'da, temizlemek istediği silahı aniden ateş alan ve yanlışlıkla oğlunu vuran babanın evinde yapılan aramada ruhsatsız 5 silah ele geçirildi.
Alınan bilgiye göre, H.K, evinde silahını temizlediği sırada aniden ateş alması sonucu oğlu M.K'yı (7) yaraladı. Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülen ve tedavi atına alınan yaralının hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
Bu arada olayın ardından evde araştırma yapan güvenlik güçleri, ruhsatsız 1 kalaşnikof, 3 pompalı tüfek ile 1 tabanca ele geçirdi.
Olayla ilgili gözaltına alınan M.K. ile eşi ve 3 çocuğu ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Soruşturma sürdürülüyor.

Generalden itiraf: JİTEM gibi yapılar çok yukarıdan organize edilir

İstanbul Garnizon Komutanı Tuğgeneral Muhittin Yenikeçeci'ye ait olduğu iddia edilen şok ses kaydı dün dailymotion.com sitesinde yayınlandı.



Konuşmada, JİTEM'in yapısından demokratik açılım sürecine kadar değişik konular üzerinde duruluyor. Yenikeçeci, bir dönem İnternet Andıcı davasının firari sanığı emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı'yı gizleyerek savcılardan kaçırdığı iddialarının yer aldığı ses kayıtları ile gündeme gelmişti.
Tuğgeneral Yenikeçeci'ye ait olduğu iddia edilen ses kaydında JİTEM'le ilgili şu ifadeler yer alıyor: "Kendimizle ilgili biz Silahlı Kuvvetler mensupları olarak tereddüde düşmeyelim diyorum yani. Ben TSK'da görevlerim itibarıyla, aldığım eğitim itibarıyla, bir organizasyon teşkilatlanma özellikle bu iç güvenliğe dönük yani tecrübem, aldığım eğitim, harp okulunun ötesinde Silahlı Kuvvetler akademisinin ötesinde aldığım eğitim falan hiçbir zaman böyle bir yapılanma, bir albaya bırakılmaz bu işler. Sonra bu tip yapılanmalar çok yukarıda organize edilir. Stratejik şekilde yani Genelkurmay seviyesinde bunun altında bir tuğgeneral bir albay bir tümgeneral ancak birtakım görevler olarak bir takım efendim o da hissetmez yani neyin içerisinde görev alır kendi normal bir tugay sevk ediyorum gibi bir bilmem ne yapıyorum gibi bir olay içerisinde olur yani. Böyle JİTEM'i mitemi bir albaya falan kurdurmazlar yani. Böyle sahipsiz değil Silahlı Kuvvetler." diyor. Ergenekon terör örgütü davası sanıklarından emekli Albay Arif Doğan, savcılık ve mahkemedeki ifadelerinde JİTEM'i kendisinin kurup yine aynı davanın sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e devrettiğini söylemişti.
Türkiye'de son 8-9 yıl içerisinde AK Parti'nin yaptığı değişikliklere değinilen ses kaydında, "8-10 senede AKP'nin yapısal değişikliklerine rağmen hâlâ biz diz çökmüyoruz. Bakın komutanlarımızı koruyoruz." sözleri dikkat çekiyor. Demokratik açılım sürecinin eleştirildiği anlaşılan konuşmada sorunun hiçbir zaman çözülemeyecek kadar derin olduğu ifade ediliyor: "Ben bunu en yüksek toplantılarda da seslendiriyordum. Diyorum ki efendim bak siz hangi açılımı yaparsanız yapın siz hangi ekonomik düzeltmeyi yaparsanız yapın siz hangi ülkenin ekonomik gücünü artırma gelişme işte kalkınma bilmem ne yaparsanız yapın işte anlaşın konuşun toplumda normalleşmeyi sağlayamazsınız."

Üzerinde oynadıkları buz kırıldı ve gölün soğuk sukarında kayboldular

Kırşehir'in Akçakent ilçesinde buz tutan gölette kayan 16 yaşındaki genç, buzun kırılması üzerine düştüğü gölete kayboldu.


Alınan bilgiye göre, Ayvalık köyündeki buz tutan gölette arkadaşları ile birlikte kayan Muhammet Deniz (16), buz kütlesinin kırılması nedeniyle gölete düştü.
Arkadaşlarının çabalarına rağmen göletten çıkarılamayan Deniz, suda kayboldu.
Olay yerine gelen dalgıç ekibinin, Deniz'in bulunması için başlattığı çalışmaların sürdüğü öğrenildi.

TÜBİTAK'ın ürettiği çiplere neden 'Fransız' kalındı?

Türkiye'nin elektronik pasaport ihalesinin Fransız devlet şirketi Gemalto'ya verilmesinin yankıları devam ederken şok bir ayrıntı ortaya çıktı. TÜBİTAK'ın ürettiği güvenilir çip tercih edilmeyip ihale, çipleri 'güvensiz' bulunan Fransız şirkete verilmiş.
Türkiye'nin elektronik pasaport ihalesinin, çipleri dünyada 'güvensiz' bulunmasına rağmen Fransız devlet şirketi Gemalto'ya verilmesinin yankıları devam ediyor. TÜBİTAK'ın, hem kimlikler hem de pasaportlar için güvenilir çipürettiği, buna rağmen bu ürünün tercih edilmeyip ihalenin Fransızlara verildiği ortaya çıktı. Çiplerde en kritik unsur, içindeki işletim sistemi. Fransızlara asıl bağımlılığın sebebi de bu. İşletim sistemi üretildikten sonra çipin temin edilmesi çok daha kolay. TÜBİTAK, 2007 yılında Başbakanlık genelgesi ile kalabalık bir Ar-Ge grubu oluşturarak bu sistem üzerinde çalıştı. Toplam 27 milyon lira harcayarak 'güvenilir çip' üretmeyi başardı. Ancak söz konusu ürün şimdilik elinde kaldı.
Zaman, gelişmeleri dünkü nüshasında, "e-pasaport çipleri ihalesi 'güvensiz' Fransız şirketinin" başlığı ile duyurmuştu. 2007 yılında kurulan Ar-Ge birimi, sadece pasaportlar için değil genel anlamda kullanılacak bütün kimlikler için sistem üretecekti. e-devlet projesinin önemli bir ayağını bu e-kimlikler oluşturacaktı.TÜBİTAK bunun için Nüfus Genel Müdürlüğü, SGK, Sağlık Bakanlığı gibi kurumlarla birlikte çalıştı. Altyapı başarıyla kuruldu. AKİS (Akıllı Kart İşletim Sistemi) testi geçti ve kullanıma hazır hale getirildi.
Darphane Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz ekim ayında 5 milyon adet çipli pasaport ihalesine çıktı. İhaleye katılan 5 firmadan 3'ü, TÜBİTAK'ın geliştirdiği bu sistemi kullanacağını açıklayarak teklif sundu. Bunlar; Malezyalı IRIS, ABD'li HID ve Fransız Arjowiggins'ti. Diğer iki firma ise Fransa Ulusal Meclisi ileCumhurbaşkanlığı'nın ana hissedar olduğu Gemalto firması ile Alman-Tayland ortaklığı Smartrec'ti. İhale şartnamesine göre, yerli ürünle katılan firmalara yüzde 10 indirim sağlanacaktı. En düşük teklifi de TÜBİTAK'la birlikte çalışan Arjowiggins sundu. Fakat ihale, 'hiç bir firmanın liyakatli bulunmadığı' gerekçesiyle iptal edildi. İkinci ihaleye 22 Aralık 2011 tarihinde çıkıldı. Ancak bu kez büyük bir değişiklik vardı. İhale şartnamesi değiştirilerek 'yerli ürün indirimi' kaldırılmıştı. Gerekçe olarak, hangi ürünün ne kadar 'yerli' olduğunun tam olarak tespit edilemeyeceği gösterildi. TÜBİTAK'a Sanayi Bakanlığı tarafından verilen 'yerli ürün belgesi' de yeterli görülmedi. Bu ihaleye de aynı firmalar girmesine rağmen bu kez teklifleri kabul edildi. Sonuçlar, 12 Ocak 2012'de açıklandı. Buna göre Gemalto firması, ürün başına 1.54 Euro önererek birinci kabul edildi. 10 yıllık bir süreyi kapsayan ihaleye göre 5 milyon adet pasaport karşılığı, toplamda 7,7 milyon Euro ödeme yapılacak. Ancak Zaman'ın dün duyurduğu bilgilere göre, bu firmanın önerdiği çipler dünya çapında 'güvensiz' bulunan türden. Şifresi kırılmış durumda. Bu nedenlegüvenlik sertifikası alamıyor. Oysa teknik şartnamede, önerilecek çipindışardan müdahaleye karşı koruma sağlaması isteniyor. 2010 yılında Washington'da düzenlenen ve kendi alanında dünyanın en önemli konferanslarından biri olarak kabul edilen 'BlackHat Conference'da Gemalto'nun ürettiği çiplerin 'güvenlik zaafı' taşıdığı açıkça ortaya konmuştu. Fransa devletinin, Gemalto'yu sübvanse ettiği ve yurtdışı ihalelerde şirket lehine lobi yaptığı belirtiliyor.

27 Ocak 2012

Topbaş: İstanbullular tedbiri elden bırakmasın

İstanbul'da etkili olan kar yağışı nedeniyle sokaktan toplanan ve Metin Oktay Spor Salonu'nda misafir edilen 218 evsizin, banyo, tıraş, kıyafet ve yemek gibi ihtiyaçları karşılanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, vatandaşlardan tedbirli olmaya devam etmelerini istedi.


İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Metin Oktay Spor Salonu'nda misafir edilen sokakta yaşayan vatandaşlar, sağlık kontrolünden geçirilip banyo, tıraş, yeni kıyafet, çamaşır ve yemek gibi ihtiyaçları gideriliyor.
Bu arada, son bir ay içinde spor salonunda misafir edilen 748 evsizden 530'u ayrıldı. Bunlardan 2'si kadın sığınma evine, 14'ü ailesine teslim edildi, 3'ü Darülaceze'ye, 8'i hastaneye yatırıldı. 27 vatandaşın aileleri tespit edilerek memleketlerine, 4 genç de İstanbul Gençlik Rehabilitasyon ve Meslek Edindirme Merkezine (İSMEM) gönderildi. Spor salonunda misafir edilen 472 vatandaş da kendi isteği ile ayrıldı. Halen spor salonunda 218 evsiz bulunuyor.
KADİR TOPBAŞ'TAN UYARI
Kadir Topbaş, dün gece saatlerinden itibaren İstanbul genelinde etkili olan kar yağışıyla ilgili alınan önlemler konusunda basın toplantısı düzenledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) gerçekleşen basın toplantısında konuşan Topbaş, vatandaşlardan tedbirli olmaya devam etmelerini istedi. Alınan önlemler nedeniyle ulaşımda önemli bir aksaklık yaşanmadığı belirten Topbaş, "İstanbul'un yağışı bugün ve yarın devam edecek. 7 Şubat'a kadar kar yağışı azalarak devam edecek. Eksi 13 derece sıcaklıktan bahsediliyor. Solüsyon mücadelemiz sebebiyle ana arterler açık. Bunu AKOM çalışanlarıyla birlikte başardık. Arazide araçlarımız GPRS ile takip ediliyor. Diğer kameralarla İstanbul'un her noktası takip ediliyor. Belediye olarak teknolojiyi iyi kullanıyoruz. 147 aparat köylerdeki büyük traktörlere eklenmek suretiyle destek veriyoruz." dedi.
Soğuk havalarda kar yağışından etkilenen evsizler için spor salonu açtıklarını dile getiren Topbaş, " Evsizler için dün ve bugün 700 aşkın ihbar almıştık. Gereken müdahale yapıldı. Sarıyer'de Metin Oktay Spor Salonu'nda şu anda 218 vatandaşımız var. Gerek oldukça yine alıyoruz ama sokaklara alıştıkları için bazıları sokağa tekrar dönüyor." şeklinde konuştu. Ulaşımda yaşanan rahatlık için İstanbullulara için teşekkür eden Topbaş sözlerini şöyle sürdürdü: " Bireysel araçları tercih etmeyiniz ve özellikle kar lastiklerinizi kullanınız. Kar lastiği olmayanlar araçlarını kullanmamalılar. Sağlıklı bir yaşam sıkıntısız bir İstanbul'u birlikte başarabileceğimize inanıyorum. 7 Şubata kadar çalışmaya devam edeceğiz."
"Okulların tatil olması büyük avantaj trafik yoğunluğu azalıyor." diyen Topbaş sözlerini şu şekilde tamamladı: " Biz bütün kışı göze alarak depolarımızı dolduruyoruz. İlçe belediyelerimize de yardımcı oluyoruz. Çünkü ara sokaklarda mücadele diyorlar. Sensörler nedeniyle gereksiz malzeme kullanmıyoruz.Gerektiği kadar tuz ve solüsyon kullanılıyor. Mevcut depolarda malzemelerimiz yeterli. Ara sokaklarda yönetimi ilçe belediyelerine ait ama orada yaşayan insanlarda onlara yardımcı olmalı kapılarımızın önlerini en azından temizliğini yaparsak katkı sunulmuş olabilir. Risk taşıyan yerler olabilir yetmediği yerde malzeme takviyesi yapmaktayız. İstanbul'da 23 milyonluk bir hareketlilik olmaktadır. Deniz ulaşımındaki aksaklıklar, fırtına sebebiyle olmaktadır. Vatandaşlarımız bu konuda tedarikli olmalı."

'Rumlara havuç-sopa dengesini kuramadınız'

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış AB'ye ''Kıbrıs'tan iyi haber gelmesi için ne yaptınız? Rumlara karşı havuç-sopa dengesini hiç kuramadınız'' eleştirisinde bulundu.



 İsviçre'nin Davos kasabasında devam eden Dünya Ekonomik Forumunun ''Avrupa'yı Yeniden Modellemek'' oturumunda konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''AB aday ülkelere gösterdiği hassasiyeti, üye ülkelere de göstermeli. Örneğin, AB Rekabet Komiseri Joaquin Almunia başta olmak üzere Komisyon üyelerinin Türkiye'nin müktesebata uyumu konusunda gösterdikleri hassasiyeti takdir ediyoruz. Ama aynı hassasiyet üye ülkeler söz konusu olduğunda da gösteriliyorsa bir anlam taşır'' dedi.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Polonya Başbakanı Bronislaw Komorowski, Finlandiya Başbakanı Jyrki Tapani Katainen, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjron Jagland, Belçika Başbakan Yardımcısı Vincent Van Quickenborne, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve AB Komisyonu Başkan Yardımcıları Antonio Tajani ve Joaquin Almunia gibi isimlerin diğer konuşmacılar arasında bulunduğu oturumda Bağış AB'ye ''Kıbrıs'tan iyi haber gelmesi için ne yaptınız? Rumlara karşı havuç-sopa dengesini hiç kuramadınız'' eleştirisinde bulundu.
Başmüzakereci Bağış, ''Üye olduktan sonra her şey mübah anlayışı AB için bir tehdittir'' ifadesini kullandı.
Bağış, ''AB için krizden çıkış yolu genişlemedir. Genişleme perspektifinin canlı tutulması AB için olmazsa olmazdır'' diyerek Türkiye'nin üyeliği halinde AB pastasının ve buradan üye ülkelere düşen dilimlerin büyüyeceğini anlattı.
Bu arada Başmüzakereci Bağış, Davos temasları kapsamında İsveç Kalkınma ve İşbirliği Bakanı Gunilla Calsson ile bir araya geldi.
Edinilen bilgiye göre görüşmede ikili konular ve terörle mücadelede işbirliği ele alındı.
Bağış'ın İsveçli muhatabına Danimarka'daki Roj TV davasında çıkan kararı hatırlatarak bu kapsamda İsveç'ten beklentilerini dile getirdiği bildirildi.
Görüşmede Calsson'un Mart ayında öngörülen Türkiye ziyaretinin hazırlıkları da ele alındı.

1500 Vergi Müfettiş Yardımcısı Alınacak

Vergi Denetim Kuruluna etap etap olmak üzere toplam 1500 vergi müfettişi alınacak.



10 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, 29 ilde oluşturulan toplam 40 adet grup başkanlığı ile teşkilatlanma çalışmalarını tamamladı.
Bu kapsamda, Ankara, İstanbul ve İzmir'de üç adet Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı, iki adet Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı, üç adet Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanlığı, aralarında Ankara, İstanbul ve İzmir'in de yer aldığı toplam 29 ilde, otuz iki adet Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı kuruldu.
Kayıtdışılık ve kaçakçılıkla mücadele ederek, vergisel kayıpları azaltmayı amaçlayan Vergi Denetim Kurulu, Mart ayında başlayacak sınavlarla, toplam 1500 vergi müfettiş yardımcısını denetim kadrosuna dahil edecek.
İlk etapta 400 vergi müfettiş yardımcısı alınması planlanırken, bu sayı bin 500'ü buluncaya kadar da alımlara devam edilecek.
Üç yıl süren yetişme döneminin sonucunda, alanında uzman vergi müfettişleri yetiştirilecek.
Bu arada, göreve başlayacak vergi müfettiş yardımcılarının yetiştirilmelerini sağlamak amacıyla, Ankara'da Eskişehir Yolu üzerinde, yaklaşık 33 bin metrekarelik bir alan üzerindeki bina, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına Eğitim Merkezi olarak kullanılmak üzere tahsis edildi.  

Şiddetin Dinmediği Suriye Patlamalarla Sarsıldı

Ülkede yaşanan son olaylarda 40 kişi öldü. Öte yandan, başkent Şam'da şiddetli patlamalar meydana geldi.



Esed birlikleri ile muhalif güçler arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı Suriye'de, son olaylarda 40 kişi öldü, 80'den fazla yaralı var.
Şiddetli çatışmaların meydana geldiği Şam'da, Devlet Başkanı Esed'in kardeşi Mahir'e bağlı Cumhuriyet muhafızları Hamidiye semtine girdi. Binalar yoğun tank ve havan ateşi altında kaldı.
Şam'ın Duma ve Katana semtlerinde de çok şiddetli patlamalar meydana geldi. Patlamalara ilişkin ayrıntılı bilgi alınamadı.
30 bin askerin sevkedildiği Humus'ta da katliam yaşandı. Ağır silahlar da kullanan güvenlik güçleri, halka ateş açtı.
Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi öldü. Sokaklar cesetlerle doldu. Evlerine tank ateşi açılması sonucunda can veren aynı aileden 8'i çocuk 14 kişinin görüntüleri yürekleri dağladı.
7 bin Kişi Öldü
Muhalif kaynaklara göre, Suriye'de yaklaşık 10 aydır devam eden olaylarda 7 bin kişi can verdi. Silahlar susmazken görev süreleri bir ay uzatılan Arap Birliği gözlemcileri incelemelerine yeniden başladı.
İranlı Keskin Nişancılar Yakalandı
Bu arada, Hür Suriye ordusu tarafından yakalanan İranlı 7 devrim muhafızının görüntüleri internette yayınlandı.
Söz konusu kişilerden 5'inin iddia ettikleri gibi elektrik mühendisi değil, gösteri yapanları hedef alan keskin nişancılar oldukları belirtildi.
Bir şirkette çalıştıkları açıklanan diğer 2 kişinin ise serbest bırakılacağı açıklandı.
Rusya Tasarıya Karşı Çıktı
Öte yandan Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunulmak üzere Arap Birliği tarafından hazırlanan ve Batılı ülkelerin desteğini alan tasarıyı "kabul edilemez" buldu.
Moskova, Esed'in iktidarı bırakmasını da öngören tasarıda değişiklikler yapılması için çaba göstereceğini kaydetti.

Bulgaristan izin vermiyor, sınırda tır kuyruğu uzuyor


Bulgaristan, yolların karla kapanması sonucu sınır kapılarını TIR'lara kapattı.
Trakya ve Balkanlarda kar hayatı olumsuz etkiliyor. Yoğun yağış nedeniyle Bulgaristan ve Romanya'da yollar ulaşıma kapandı. Yolların kapanması nedeniyle Türkiye'nin en önemli sınır kapılarından olan Kapıkule ve Hamzabeyli'de dünden bu yana TIR'lar çıkış yapamıyor. Çıkış yapmak için yola çıkan sürücüler Kapıkule ve Hamzabeyli'deki TIR gümrük sahasını doldurdu. Yetkililerin uyarılarına rağmen yola çıkan başka sürücüler de sınır kapıları önünde uzun araç kuyruğu oluşturdu.
TIR kuyruğu Kapıkule önünde yaklaşık 6 kilometreyi buldu. Sürücüler, Bulgaristan'da kapanan yolların bir an önce açılarak yollarına devam etmek istiyor. Bulgaristan'dan gelen sürücüler yollarda durumun çok kötü olduğunu ve çok sayıda TIR'ın kaza yaptığını söyledi. Ali İhsan Özer, dün sabah saat 08:00'ten bu yana sınır kapısında beklediğini söyledi. Yaklaşık 14 saatten bu yana kontak çalıştırmadığını anlatan Özer, "Bulgar bırakmıyor, Roman kapalı diyorlar. Gelen arkadaşlar Bulgaristan'da yollarda bir tane aracın olmadığını söylüyor. Hollanda'ya gideceğim. Firmam arayıp duruyor. Bu şartlarda yükümüzü teslim edeceğimiz tarafa yalancı çıkıyoruz. İhracat durmuş durumda." dedi.
Edirne Valisi Gökhan Sözer, Çarşamba gününden itibaren gerek Bulgaristan ve gerekse Trakya bölgesinde ciddi bir kar yağışı olduğunu söyledi. Yağış nedeniyle Türkiye tarafından yolun kapanması veya ulaşımı engelleyen bir durum olmadığını kaydeden Sözer, "Bulgaristan tarafından yolların kardan ve buzlanmadan etkilendiği ve tehlike arz ettiği Bulgar tarafı ulaşımı kesti. Yani bizden TIR girişini kesti. Ancak küçük araçların ve diğer araçların geçişine izin veriliyor. Dün geceden itibaren Bulgaristan Türkiye'den TIR'ların geçişine izin vermiyor. Şu anda Kapıkule'de 4 kilometreyi bulan bir TIR kuyruğu var. Yaptığımızın uyarılara rağmen yola çıkan sürücüler sınır kapısı önünde bekliyor. Bulgar tarafı ile temaslarımız var. Alıp almayacaklarını soruyoruz. Araçların alınması için çabalarda bulunuyoruz." diye konuştu.
(CİHAN)

Sözleşmeli erler için zorlu eğitim


Terörle mücadele ve profesyonel askerliğe geçiş kapsamında geçen yıl başlatılan 'Sözleşmeli Er Projesi' kapsamında 520 kişilik ilk grubun, Isparta İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığı'ndaki eğitimleri tamamlandı.
10 haftalık eğitimlerini tamamlayan askerlerin, gelecek haftadan itibaren öncelikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere hudut birliklerine gönderileceği öğrenildi.Türkiye'nin ilk 520 kişilik sözleşmeli eri, İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığı'nda basın mensuplarına tanıtıldı. Basın toplantısında Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral Metin Temel ile İç Güvenlik Eğitim ve Merkezi Komutanı Tuğgeneral Necati Tekin sözleşmeli erlerin her türlü iklim ve coğrafi koşullarda yaptıkları eğitimleri tanıttı.
Piyade Albay Yaşar Aladağ tarafından verilen brifingle başlayan tanıtım programında; kayıt kabul merkezi faaliyetlerinden başlayarak, temel beden eğitimi, güç mania parkurundan geçiş, mayın ve eyp ile mücadele eğitimi, dağ iniş çıkış eğitimi, ilerleme düzeni, temasta hareket tarzı eğitimi ve son olarak motorlu kolda pusuya karşı hareket eğitimlerinin tanıtımları yapıldı.
Sözleşmeli erler hakkında bilgiler veren Albay Yaşar Aladağ, konuşmasında; "Sözleşmeli erler toplam 10 haftalık eğitime tabi tutulmaktadır. Bunun 6 haftasında, iç güvenlik görevlerinde istihdam edilecek personel Isparta'da, hudut görevi alacak olanlar Sivas'ta, diğer sınıf ve branşına göre kendi sınıflarının eğitim merkezlerinde temel ve branş eğitimi, kalan 4 haftada ise hepsi Isparta'ya gelerek iç güvenlik eğitimi almaktadırlar." dedi.
Sözleşmeli erlere bir eğitim devresinde her türlü doğal koşullara mukavemet kazanabilmesi amacıyla tam teçhizatlı olarak ortalama 250 kilometre yürüyüş yaptırıldığını belirten Yaşar, Yürüyüşün yanı sıra erlere 21 gece eğitimi de verildiğini söyledi.
Eğitimi başarı ile tamamlayan erlerin başlangıçta 4 yıldan fazla olmamak kaydıyla, en az 3 yıllık bir sözleşme imzalanarak göreve başlayacaklarını aktaran Yaşar, "Görev esnasında sözleşmesi sona erenler en az 1 yıl en fazla 3 yıl süre ile yeni sözleşme imzalayarak devam edebilirler. Sözleşme yapılırken en fazla 29 yaşına kadar görev yapılacağı hesap edilir." şeklinde bilgi verdi.
Eğitimin 9'uncu haftasında bulunduklarını söyleyen Yaşar, Sürecin tamamlanmasıyla birlikte eğitimlerini bitiren sözleşmeli erlerin hudut birliklerine giderek ülke savunmasında görev yapacaklarını belirtti.
 (CİHAN)

Başbakan'ın namaz kıldığı camide hutbe İngilizce de okundu


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan namaz kıldığı Beyoğlu'ndaki Kılıç Ali Paşa Camii'nde hutbe yabancı cemaat için imam tarafından İngilizce de okundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı için Kılıç Ali Paşa Camii'ne geldi. Cami içerisinde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Camide okunan hutbenin ardından imam Selman Okumuş, cemaat arasında yabancıların da bulunduğunu belirterek hutbeyi İngilizce de okudu.
Başbakan camiden çıkmadan önce belediye ekipleri cami çevresinde tuzlama çalışması yaptı. Namazdan çıkan Erdoğan, avluda bulunan caminin maketini inceledi. Erdoğan'a İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da eşlik etti. Caminin arka bölümünde yer alan medresenin restorasyonunun yapılması talimatını veren Erdoğan, cami hakkında Selman Okumuş'tan bilgi aldı.
Camiden çıkan Erdoğan'a vatandaşlarla sevgi gösterisinde bulundu. Soğuk havaya rağmen cami çevresini dolduran çok sayıda kişi, Erdoğan'ın fotoğrafını çekmeye çalıştı. Başbakan burada vatandaşlarla sohbet etti.