''İngiliz basınında bir dönem editörlerin muhabirlere Müslümanları karalamak için fabrikasyon haberler yaptı''.
İngiliz gazeteci Richard Peppiatt "Göçmenlere ve özellikle de Müslümanlara yönelik fabrikasyon haberler yapmamız istenirdi. 'Müslümanlar ülke güvenliğini tehdit ediyor' veya 'Göçmenler ülkeyi ele geçiriyor' şeklinde kurgulu haberler yapmamız talep edilirdi." diye konuştu.
Richard Peppiat, "Bizden genellikle araştırmacı gazetecilik yapmamız beklenmezdi. Bunun yerine elimize bazı bilgiler verilerek, daha önce belirlenmiş gündem çerçevesinde bu bilgileri kendilerinin istediği tarzda kurgulamamız istenirdi." şeklinde itirafta bulunuyor. Editörlerin kendilerinden ülkedeki göçmenleri, özellikle de Müslümanları karalayıcı haberlerin yapılmasını istediklerine dikkat çeken Peppiatt, "Ülkedeki göçmenlerin daha çok meslek sahibi olduğu veya İngiltere'ye gelen göçmen sayısında büyük artış yaşandığı gibi konular hakkında bizden 'abartılı ve kurgulu' haberler yapmamız istenirdi." diye konuşuyor.
İngiliz gazeteci, eldeki bilgilerin içeriği dışında kullanılarak sansasyonel haber yapılmaya çalışıldığını, böylelikle haberlerde mevcut durumun çok daha kötü gösterildiğini belirtiyor.
Peppiat sözlerini şöyle sürdürüyor: "Editörler haberlerde ülkeye kaç Müslüman göçmenin geldiğine vurgu yapmamızı isterlerdi. Fakat hiçbir zaman ne kadar göçmen ülkeden çıkmış buna yer vermezlerdi. Bazı zamanlarda ülkeden çıkan göçmen sayısı gelen sayısından daha fazla olmasına rağmen bu gözden kaçırılırdı, çünkü bu durum 'göçmenleri kötü gösterme' kurgusuna ters düşüyordu. Göçmenlere yönelik ne bir adilane bakış açısı, ne de onların daha iyi yaşam standardına kavuşmasını göz önünde bulundurma vardı. Amaçlanan tek şey, karalama haberlerle göçmenleri kötü göstermekti."
Müslüman göçmenlere yönelik bu tür fabrikasyon haberlerin daha çok yapıldığına dikkat çeken Peppiatt, özellikle 11 Eylül New York ve 7 Temmuz Londra terör saldırılarından sonra, başta tabloid gazetelerinde olmak üzere, Müslümanların "kötü insanlar" şeklinde gösterilmesine yönelik bir kampanyanın başladığına dikkat çekiyor. İngiliz gazeteci, Müslümanlara yönelik düzmece haberlerin Irak savaşı öncesinde daha da yoğunlaştığını sözlerine ekliyor.
"Bir olay olduğunda kesinlikle birileri günah keçisi seçilmek zorundadır." diyen İngiliz gazeteci, geçtiğimiz yıllarda Müslümanların "düşman" olarak tanımlanarak suçlamaların odağına yerleştirildiğini ve bunun üzüntü verici olduğunu ifade ediyor.
Peppiat sözlerini şöyle sürdürüyor: "Editörler haberlerde ülkeye kaç Müslüman göçmenin geldiğine vurgu yapmamızı isterlerdi. Fakat hiçbir zaman ne kadar göçmen ülkeden çıkmış buna yer vermezlerdi. Bazı zamanlarda ülkeden çıkan göçmen sayısı gelen sayısından daha fazla olmasına rağmen bu gözden kaçırılırdı, çünkü bu durum 'göçmenleri kötü gösterme' kurgusuna ters düşüyordu. Göçmenlere yönelik ne bir adilane bakış açısı, ne de onların daha iyi yaşam standardına kavuşmasını göz önünde bulundurma vardı. Amaçlanan tek şey, karalama haberlerle göçmenleri kötü göstermekti."
Müslüman göçmenlere yönelik bu tür fabrikasyon haberlerin daha çok yapıldığına dikkat çeken Peppiatt, özellikle 11 Eylül New York ve 7 Temmuz Londra terör saldırılarından sonra, başta tabloid gazetelerinde olmak üzere, Müslümanların "kötü insanlar" şeklinde gösterilmesine yönelik bir kampanyanın başladığına dikkat çekiyor. İngiliz gazeteci, Müslümanlara yönelik düzmece haberlerin Irak savaşı öncesinde daha da yoğunlaştığını sözlerine ekliyor.
"Bir olay olduğunda kesinlikle birileri günah keçisi seçilmek zorundadır." diyen İngiliz gazeteci, geçtiğimiz yıllarda Müslümanların "düşman" olarak tanımlanarak suçlamaların odağına yerleştirildiğini ve bunun üzüntü verici olduğunu ifade ediyor.
Müslümanlara yönelik yapılan "kampanya haberlerin" insanların psikolojilerini etkileyerek toplum içindeki farklı inanç gruplarının birbiriyle çatışma haline girebildiğini söyleyen Peppiat, "Yaptığımız haberler sonucunda şunu kesinlikle fark ettim ki, medya insanların üzerinde direk bir etkiye sahip ve yazılan haberlerle sokaktaki insanlar şiddete yönelebiliyor ve birbiriyle çatışma içine girebiliyor." şeklinde tespitlerde bulunuyor.
Richard Peppiatt, geçtiğimiz yılsonunda telekulak soruşturmasına ilişkin oluşturulan Leveson Komisyonu'na verdiği ifadede, Müslümanları karalamak için editörlerin kendilerinden, "Müslümanlar ülkenin güvenliği için büyük tehdit. Ülkeyi ele geçiriyorlar!" gibi "düzmece haberler" yapmalarını istediği itirafında bulunmuştu.
Richard Peppiatt, geçtiğimiz yılsonunda telekulak soruşturmasına ilişkin oluşturulan Leveson Komisyonu'na verdiği ifadede, Müslümanları karalamak için editörlerin kendilerinden, "Müslümanlar ülkenin güvenliği için büyük tehdit. Ülkeyi ele geçiriyorlar!" gibi "düzmece haberler" yapmalarını istediği itirafında bulunmuştu.
CİHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder