06 Ocak 2012

Suriye'deki mezhep değil, demokrasi mücadelesi


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran'a giderken gazetecilerin sorularını cevapladı. Ortadoğu'daki Şii-Sünni geriliminden kaygı duyduklarını belirten Davutoğlu, ancak Suriye'deki halk isyanının mez- hep mücadelesi olmadığını vurguladı.
Ortadoğu'da son dönemde körüklenen Şii-Sünni geriliminden kaygı duyduklarını ifade eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bu tür mezhep veya etnik kökenli yaklaşımlara karşı olduğunu, tüm bölgeyi kucaklayıcı politikalara ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye-İran ilişkilerinde bir kriz havası olmadığını savunan Davutoğlu, aksine ilişkilerde tarihin en iyi dönemlerinden birinin yaşandığını, son 4 ayda İranlı mevkidaşı ile 5 kez görüştüğünü ve önümüzdeki günlerde Azerbaycan ile birlikte 3 ülkenin Nahçıvan'da tekrar bir araya geleceğini ifade etti. Kritik bir dönemde yılın ilk dış gezisi için İran'a giderken uçakta sorularımızı cevaplayan Davutoğlu, Nusayri azınlığın kontrolündeki Suriye'deki halk isyanının mezhep değil, demokrasi mücadelesi olduğunu belirtti. Hamas liderlerinden İsmail Haniye'nin Türkiye'ye yaptığı ziyareti değerlendirirken de "Filistin'in yolu Türkiye'den geçer." dedi. Bakan Davutoğlu'nun bölgeye ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
"Bölgesel soğuk savaş çıkarma yönünde belirtiler var. Sünni-Şii ihtilafı körüklenmek isteniyor. Körfez'de Arap-Şii gerilimi söz konusu. Biz prensip olarak bu tür şeylere karşıyız. Bölgede kucaklayıcı politikalara ihtiyaç var. Bunun için iki ilkemiz var. Devletle halkın barışık olması ve devletlerin mezhepsel ve etnik gerilim üzerinden politikalar takip etmemesi. Maalesef Suriye'de böyle bir tehlike var. Halkın talepleri ile devletin yaklaşımı arasında bir gerilim oluşmuş durumda. Biz bunu bir mezhebin ötekine karşı mücadelesi değil, demokrasi çabası olarak görüyoruz."
Irak'taki tasfiyeler kaygı verici: "Suriye gibi Irak'ta yaşananlar da mezhep temelli gerilim işareti veriyor. Orada da çözüm demokrasi. Halbuki Arap dünyasında ilk açık ve şeffaf seçimler Arap Baharı'ndan önce Irak'ta yapıldı. Irak için bir şanstı. Keşke bu daha iyi değerlendirilseydi. Desteğini halktan alan siyasi liderlerin Irak'ın geleceğini birlikte belirlemesi gerekir. Karşılıklı önyargılarla tasfiyelere girilmesi Irak'ın geleceği açısından tehlikeli. Bunun doğuracağı bir fay hattı var. Bunu görmemiz gerekiyor. Lübnan'da da seçimden çıkan tablo ile yönetimin tercihleri arasında bir fark var. Biz, mezhepsel, ırksal tercihlerin değil, halkın tercihlerinin esas alınmasını istiyoruz."
Ortadoğu'da 3 farklı kuşak doğuyor: "Türkiye'nin Ortadoğu'yu barış havzasına dönüştürme çabalarının istenen sonucu vermemesi ve bölgedeki artan gerilimden kaygı duyup duymadığı yönündeki soruya Bakan Davutoğlu şu cevabı verdi: "Tabii ki kaygılanıyoruz. Biz kutuplaşmaya karşıyız. Bunu engellemek istiyoruz. Kaygılandığımız için bu hareketlilik içindeyiz. Son 4 ayda İranlı meslektaşımla bu 6. görüşme oluyor. 1 aylık takvimimizde bu yönde birçok temas var. Bölgede ümit verici gelişmeler de var, kaygılandırıcı gelişmeler de. Bölgede 3 farklı kuşak doğuyor. Birincisi, demokratik değişimin yaşandığı ülkeler: Tunus, Libya, Fas ve Mısır. Bölgedeki ikinci kuşak olan Lübnan-Suriye-Irak hattında değişimin yönetilememesi sorunu ile karşı karşıyayız ve ciddi kaygılarımız var. Üçüncü kuşak ise Körfez ülkeleri. Onların farklı şartları, maddi imkânları var. Bizim onlarla stratejik işbirliği anlaşmamız var."
Ortadoğu'daki dönüşüme katkı için envanter çıkarıyoruz: "Birinci grup ülkelerin değişimine destek vermek için bakanlığa talimat verdim; Türkiye'deki tüm bakanlıkların ve kurumların katılımı ile bunlara nasıl destek verebileceğimizin envanterini çıkaracağız. Bu ülkelerin yapılanmaları için seferber olacağız. İkinci hatta ise bu değişimin mezhepsel ya da etnik çatışmaya dönüşmemesi, halkın taleplerinin yönetime yansıması yönünde çaba gösteriyoruz. Lübnan ve Irak'ta seçim sonuçlarına göre yönetimin şekillenmesi önemli. Suriye'de ise ciddi kaygı taşıyoruz. Lübnan-Suriye-Irak kuşağının bir kriz kuşağına dönüşmemesi lazım. Irak'ın istikrarı çok önemli."
ABD çekilir çekilmez Haşimi'nin başına gelenler üzücü: "Irak'tan Amerikan askerleri çekilir çekilmez Tarık Haşimi gibi siyasi liderlere yönelik bu hareketlerin ortaya çıkması bizi derinden üzdü. Sanki bölge kendi kaderine sahip çıkamazmış, üçüncü ülkeler çekilince istikrarı sağlayamazmış gibi bir görüntünün oluşması ayrıca çok üzücü. Bu süreçte İran çok önemli."
TOPRAKLARIMIZDAN KOMŞULARIMIZA SALDIRI OLAMAZ:
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, iki gün süren Tahran temasları kapsamında İranlı muadili Ali Ekber Salihi'nin yanı sıra İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ve Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Said Celili ile ayrı ayrı görüştü. Görüşmelerde ikili ilişkiler ile İran nükleer krizi, mezhep geriliminin arttığı Irak, sivil katliamının sürdüğü Suriye ile Filistin konuları ele alındı. Temaslarının ardından Salihi ile basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, Suriye'de akan kanı birlikte durdurma yönünde Türkiye ve İran'ın sorumlulukları olduğuna dikkat çekti. Tahran'ın sert tepki gösterdiği Malatya'ya kurulacak NATO füze savunma kalkanı sistemi konusunda İran'ı teskin etmeye çalıştı. Davutoğlu, "Biz İran'ı kesinlikle bir tehdit olarak görmüyoruz NATO füze kalkanı projesi, savunma sistemiyle ilgili bir füze sistemidir. Türk topraklarından komşularımıza saldırı olamaz, özellikle İran'a." dedi.

Hiç yorum yok: