02 Ocak 2012

Çözüme karşı çıkanlar, çatışmayı körüklüyor


Türkiye, terörle mücadelede başarılı bir sürece girerken, Ulu-dere'de 35 vatandaşın öldürülmesi ve ardından yaşananlar geçmişteki provokasyonları yeniden gündeme getirdi.
1993'te OHAL kaldırılacakken, Bingöl-Elazığ karayolunda 33 asker kurşuna dizildi. Sınır ötesi operasyon tezkeresinin Meclis'e geldiği 2007'de Dağlıca'da 12 asker şehit edildi. Hedef etnik çatışma çıkarmaktı. Provokatörler, 12 Eylül referandumundan önce bu kez Hatay-Dörtyol'da sahnedeydi.

Uludere'de sınıra yakın bölgede çoğu akraba 35 sivilin hayatını kaybetmesiyle başlayan bölgedeki gerginlik, taziye ziyaretinde bulunan Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'a yönelik saldırıyla arttı. Köylülerin müdahalesiyle kurtarılan Kaymakam Yavuz'a yönelik gerçekleştirilen darp girişimi Türkiye'nin yakın tarihinde yaşadığı terör olaylarının arkasından ortaya çıkan provokasyonları gündeme getirdi.
'33 Er' olayı, OHAL'in kalkmasını engelledi: 24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl-Elazığ karayolunda silahsız 33 asker kurşuna dizilmişti. Bu acı olaydan önce PKK'lılara getirilecek kısmî afla birlikte OHAL'in kaldırılması da planlanıyordu. Devlet ilk defa Kürt sorununu kabul etmiş ve bu yönde çözüm adımları atmıştı. Fakat '33 er' olayı olarak tarihe damgasını vuran hain saldırı sonucunda OHAL'in kaldırılması iptal edildi. PKK'ya yönelik kısmî af ise bir daha görüşülmemek üzere rafa kaldırıldı.
Dağlıca'da etnik çatışma hedeflendi: 21 Ekim 2007'de kalabalık bir terörist grup, Yüksekova'daki Dağlıca Taburu'na gerçekleştirdikleri saldırıda 12 asker şehit olmuş, 8 asker kaçırılmıştı. Saldırının gerçekleştiği günlerde Meclis'te 'sınır ötesi operasyon' tezkeresi görüşülüyordu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Barzani heyetiyle yaptığı görüşmede, "Dağlıca baskınından sonra Türkiye bir yol ayrımına gelmişti. Ya savaşa yönelecekti ya da ortak akılla hareket edip barışa. Biz bu yolu seçtik, akıllı hareket edip temaslarımızı yoğunlaştırdık." sözü ile provokasyonun amacını deşifre etmişti.
Başbakan'la Türk'ün görüşmesi sabote edildi: 27 Mayıs 2009'da Çukurca'daki Hantepe bölgesinde 7 asker mayına basarak şehit oldu. Saldırı, Başbakan Erdoğan'ın açılımla ilgili kapatılan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk ile yapacağı görüşme gününe denk gelmişti. Acı olayın duyulmasından sonra görüşme iptal edildi.
Reşadiye saldırısı günü, kapatma davası açıldı: Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Sazak köyü yakınlarında 7 Aralık 2009'da teröristlerin hain saldırısı sonucu 7 asker şehit olmuştu. Saldırının DTP'nin kapatılması yönündeki davanın açıldığı tarihe denk gelmesi ise dikkat çekmişti. Olayları bahane ederek çeşitli illerde kepenk indirme eylemlerinden sokak olaylarına kadar birçok oyun tezgâhlandı.
Provokatörler Dörtyol ve İnegöl'de: 12 Eylül anayasa değişikliği referandumu öncesi Hatay'ın Dörtyol ilçesinde teröristlerin devriye gezen polis otosuna saldırması sonucu 4 polis şehit olmuştu. İlçede eylemin ardından fısıltı gazetesi, teröristlerin ilçe emniyet müdürlüğü binasında olduğu yönünde bilgi verince, halk emniyet müdürlüğü binasının önüne giderek teröristleri linç etmek istemişti. Ardından kalabalık grup, Kürt kökenli esnafın dükkanlarına saldırmıştı. Dörtyol'daki provokasyon Bursa'nın İnegöl ilçesine sıçramıştı. Aynı gün Kürt kökenli minibüs şoförünün kullandığı aracın önü bir grup tarafından kesilmiş ve "Buradan bir daha geçmeyeceksin." denilerek tehdit edilen şoför, grup tarafından dövülmüştü. Bunun üzerine minibüs şoförü 3 arkadaşıyla kendisine saldıranların bulunduğu kahveye giderek 5 kişiyi yaralamıştı. Ardından ilçe merkezinde çıkan arbedede birçok dükkân zarar görmüştü.
Geçitli'den sonra bölge karıştırıldı: 16 Eylül 2010'da Hakkâri'nin Geçitli köyünde bir minibüsün geçişi sırasında uzaktan kumandalı mayının patlaması sonucu 9 sivil vatandaş hayatını kaybetmiş 3 kişi de yaralanmıştı. Olay yeri yakınlarında Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı'na ait poşetler içerisinde patlayıcı bulunmuş ve ardından bölgede sokak eylemleri tırmanmıştı. Daha sonra eylemin bir grup PKK'lı tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı.

Hiç yorum yok: